Ortadoğu’da Enerji Koridoru Rekabeti
Orta Doğu'da Gerilim Hattı: İsrail-İran İlişkileri, Son Saldırılar ve Bölgesel Aktörlerin Tutumları
Orta Doğu, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, zengin kaynakları ve stratejik konumu nedeniyle küresel güçlerin ilgi odağı olmuş karmaşık bir coğrafyadır. Bu bölgede jeopolitik rekabet, dini ve etnik çatışmalar, terör örgütleri ve dış müdahaleler istikrarsızlığın temel nedenleridir. Son dönemde, İsrail ile İran arasındaki gerilim, bölgedeki kırılgan dengeyi daha da tehlikeye atmaktadır. Bu makalede, İsrail-İran ilişkilerinin tarihsel arka planı, son İsrail saldırıları, İran'ın tutumu ve Avrupa, Türkiye ve ABD gibi bölgesel ve küresel aktörlerin bu konudaki yaklaşımları ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.
İsrail-İran İlişkilerinin Tarihsel Arka Planı:
İsrail ve İran arasındaki ilişkiler, 1979 İran İslam Devrimi öncesinde müttefiklik temelinde gelişmiştir. Şah döneminde, İran, İsrail'i fiilen tanımış ve ekonomik, askeri ve istihbarat alanlarında işbirliği yapmıştır. Ancak, Ayetullah Humeyni liderliğindeki devrimle birlikte, İsrail'e yönelik düşmanca bir tutum benimsenmiş, İsrail'in meşruiyeti sorgulanmış ve Filistin davasına destek verilmiştir.
Devrimden sonra, İran, İsrail'i "Siyonist rejim" olarak tanımlamış ve yok edilmesi gereken bir varlık olarak görmüştür. Bu ideolojik farklılık, iki ülke arasındaki ilişkilerin temelini oluşturmuştur. İran, Filistinli gruplara, Hizbullah'a ve diğer anti-İsrail örgütlere destek vererek İsrail'e karşı vekalet savaşları yürütmüştür.
Son İsrail Saldırıları:
Son dönemde, İsrail'in Suriye ve diğer bölgelerdeki İran hedeflerine yönelik saldırıları artmıştır. İsrail, bu saldırıları, İran'ın bölgedeki askeri varlığını ve silah transferlerini engelleme amacı taşıdığını savunmaktadır. Özellikle, İran'ın Suriye'deki askeri üsleri, silah depoları ve Hizbullah'a yönelik silah sevkiyatları İsrail'in hedefi olmuştur.
Bu saldırılar, İran'ın bölgedeki nüfuzunu kırma ve İsrail'in güvenliğini sağlama amacını taşımaktadır. Ancak, bu saldırılar aynı zamanda İran'ı daha da radikalleştirebilir ve misilleme eylemlerine yol açabilir.
İran'ın Tutumu:
İran, İsrail'i tanımamakta ve "Siyonist rejim" olarak tanımlamaktadır. İran, İsrail'e karşı sert bir söylem benimsemekte ve Filistin davasına destek vermektedir. İran, nükleer programını barışçıl amaçlarla geliştirdiğini savunurken, İsrail ve Batılı ülkeler, İran'ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığından endişe duymaktadır.
İsrail'in saldırılarına karşılık olarak, İran, misilleme tehditleri savurmakta ve bölgesel müttefikleri aracılığıyla İsrail'e karşı eylemlerde bulunmaktadır. İran'ın Hizbullah, Hamas ve diğer örgütlere verdiği destek, İsrail'in güvenliğini tehdit etmektedir.
Avrupa, Türkiye ve ABD'nin Tutumu:
-
Avrupa: Avrupa Birliği (AB), İsrail-Filistin sorununda iki devletli çözümü desteklemekte ve İsrail'in uluslararası hukuka uygun davranmasını talep etmektedir. AB, İran ile nükleer anlaşmanın korunmasını savunmakta ve İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemeye çalışmaktadır. Avrupa ülkeleri, İsrail ve İran arasındaki gerilimi azaltmaya ve diyalog yoluyla çözüm bulmaya çalışmaktadır.
-
Türkiye: Türkiye, İsrail-Filistin sorununda adil ve kapsamlı bir çözümü desteklemekte ve Filistin halkının haklarını savunmaktadır. Türkiye, İran ile iyi ilişkiler sürdürmekte ve bölgesel sorunların diyalog yoluyla çözülmesini önermektedir. Türkiye, İsrail ve İran arasındaki gerilimin tırmanmasını engellemeye ve bölgede istikrarı sağlamaya çalışmaktadır.
- Abd: ABD, İsrail'in en yakın müttefiki konumundadır ve İsrail'in güvenliğini desteklemektedir. ABD, İran'ın nükleer programından ve bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerinden endişe duymakta ve İran'a yönelik ekonomik yaptırımlar uygulamaktadır. ABD, İsrail'in güvenliğini sağlamak ve İran'ın bölgedeki etkisini azaltmak amacıyla İsrail ile yakın işbirliği yapmaktadır. Son dönemde ABD, İran ile nükleer anlaşmaya geri dönme konusunda diplomatik çabalarını sürdürmektedir.
Sonuç:
İsrail-İran ilişkileri, Orta Doğu'daki en önemli gerilim kaynaklarından biridir. İki ülke arasındaki ideolojik farklılıklar, bölgesel rekabet ve vekalet savaşları, bölgedeki istikrarı tehdit etmektedir. Son İsrail saldırıları ve İran'ın misilleme tehditleri, gerilimi daha da tırmandırmıştır.
Avrupa, Türkiye ve ABD gibi bölgesel ve küresel aktörler, İsrail ve İran arasındaki gerilimi azaltmaya ve diyalog yoluyla çözüm bulmaya çalışmaktadır. Ancak, iki ülke arasındaki derin güvensizlik ve ideolojik farklılıklar, çözüm sürecini zorlaştırmaktadır.
Orta Doğu'da kalıcı barış ve istikrarın sağlanması için, İsrail ve İran arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, Filistin sorununun adil bir şekilde çözülmesi ve bölgedeki diğer sorunların diyalog yoluyla ele alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, bölge, daha büyük çatışmalara ve istikrarsızlıklara gebe kalmaya devam edecektir.