DOLAR 39,7257 0.16%
EURO 45,8826 0.2%
ALTIN 4.295,440,13
BITCOIN 3942712-3.95429%
İstanbul
23°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

  • GeoNews
  • Blog
  • Pablo Picasso: Yaşamı, Sanatı ve Sırları

Pablo Picasso: Yaşamı, Sanatı ve Sırları

ABONE OL
Mayıs 30, 2025 12:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

20. yüzyıl sanatının en etkili figürlerinden biri olan Pablo Picasso, yalnızca resimleriyle değil, hayatı boyunca yarattığı devrimlerle de sanat tarihine yön verdi. Kübizm akımının öncüsü olan Picasso’nun hayatı, üretim süreçleri ve az bilinen yönleri, sanatla ilgilenen herkes için ilham verici. Picasso’nun yaşam öyküsüne, en önemli eserlerine ve gözden kaçmış gerçeklerine birlikte bakıyoruz.

Pablo Picasso(25 Ekim 1881 – İspanya, 8 Nisan 1973 – Fransa) İspanyol ressam, heykeltıraş, baskı sanatçısı, seramikçi ve sahne tasarımcısıydı. 20. yüzyılın en büyük ve en etkili sanatçılarından biriydi ve Georges Braqueile birlikte Kübizminyaratıcısıydı. 91 yıllık yaşamında, 20. yüzyıl modern sanatının gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunan sanatsal bir üretime kendini adadı.

İlk yıllar

Pablo Picasso, çizim/resim profesörü José Ruiz Blasco ve Maria Picasso López’in oğluydu. Pablo Picasso’nun babası kendi başına bir sanatçıydı ve geçimini kuşlar, diğer av hayvanlarını çizerek sağlıyordu. Ayrıca sanat dersleri veriyordu ve yerel müzenin küratörlüğünü yapıyordu. Don José Ruiz y Blasco, oğlu yedi yaşındayken ona resim ve yağlıboya resim eğitimi vermeye başladı.

Çizime olan sıra dışı yeteneği, 10 yaşlarındayken babasının öğrencisi olduğunda kendini göstermeye başladı. O noktadan itibaren öğrendikleriyle deney yapma ve yeni ifade araçları geliştirme yeteneği, babasının yeteneklerini hızla geçmesini sağladı. Ailece taşındıkları A Coruña’da babası, ona 13 yaşındayken ilk sergisi için modeller ve destek sağladı.

Science and Charity

Aile 1895 sonbaharında Barselona’ya taşındı ve Pablo, babasının çalıştığı yerel sanat akademisine (La Llotja) girdi. Aile, oğullarının akademik bir ressam olarak başarıya ulaşmasını umuyordu ve 1897’de İspanya’daki nihai şöhreti garantilenmiş gibi görünüyordu: O yıl, “Science and Charity” (Bilim ve Hayırseverlik) adlı eseri Madrid Güzel Sanatlar Sergisi’nde mansiyon ödülüne layık görüldü.

Genç sanatçı, tanınma ve aile beklentilerini karşılama amacında olduğu için İspanyol başkenti bir sonraki duraktı. Pablo Picasso, 1897 sonbaharında Madrid’e doğru yola çıktı ve San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’ne girdi. Ancak oradaki öğretimi aptalca bulduğu için, zamanının çoğunu kafelerde, sokaklarda, genelevlerde ve İspanyol resmini keşfettiği Prado Müzesi’nde geçirdi. Resim müzesinin güzel olduğunu, Velázquez’in birinci sınıf ressam olduğunu yazacaktı daha sonra.

Picasso 1898 baharında hastalandı ve kalan yılın çoğunu Barselona’daki arkadaşı Manuel Pallarès’in eşliğinde Katalan köyü Horta de Ebro’da iyileşerek geçirdi. Picasso 1899’un başlarında Barselona’ya döndüğünde artık değişmiş bir adamdı: Kilo almıştı; açık kırsalda kendi başına yaşamayı öğrenmişti, Katalanca konuşuyordu ve en önemlisi, sanat okulundaki eğitimini bırakmaya ve ailesinin geleceğine dair planlarını reddetmeye karar vermişti. Hatta annesinin soyadını tercih etmeye başladı ve çoğu zaman eserlerini “PR Picasso” olarak imzalıyordu; 1901’in sonlarına doğru babasından gelen “Ruiz” adını tamamen bıraktı.

Picasso Barselona’dayken, gözleri Paris’e dönük Katalan sanatçı ve yazar çevresi arasında dolaştı. Bunlar, Picasso’nun Şubat 1900’de ilk Barselona sergisini açtığı Els Quatre Gats kafesindeki arkadaşlarıydı. Paris’i ilk elden deneyimlemek isteyen Picasso, stüdyo arkadaşı Carles Casagemas’ın eşliğinde, Paris’i olmasa bile en azından Montmartre’ın bir köşesini fethetmek için yola çıktı…

Paris’i Keşif Yılları

Picasso’nun 1900 yılındaki bu seyahati başlıca renk keşiflerinden biriydi. İspanyol paletinin donuk renkleri, İspanyol kadınlarının şallarının siyahı veya İspanyol manzaralarının toprak ve kahverengileri değil, parlak renklerdi. Picasso kömür, pastel, sulu boya ve yağlı boya kullanarak “Lovers in the Street” gibi eserleri ile Fransız başkentindeki yaşamı kaydetti.

Ardından sadece iki ay sonra, başarısız bir aşk ilişkisi yüzünden umutsuzluğa kapılan Casagemas ile İspanya’ya döndü ve Madrid’e giderek yeni bir dergi olan “Arte Joven” için sanat editörü olarak çalışmaya başladı. Casagemas, Paris’e geri döndü ve sevdiği kadını vurmaya çalıştı. Ardından silahı kendine doğrultup öldü. Picasso üzerindeki etkileri elbette derin oldu… Birkaç ay sonra 1901’de Casagemas’ın iki ölüm portresini ve iki cenaze sahnesini (“Mourners” ve “Evocation”) resmetti.

Picasso’nun Mavi Dönemi

1901 ile 1904 yılları arasında, resimlerinde baskın renk mavi olduğunda, Picasso Barselona ile Paris arasında gidip geliyordu. Örneğin, 1901-02’de Paris’teki Saint-Lazare Kadınlar Hapishanesi’ne yaptığı ziyaretler, ona özgür modeller ve ilgi çekici konular sağladı.

Çömelen Kadın

Mavi renk, 1902-03 yıllarında Barselona sokaklarındaki kör veya yalnız dilenciler ve kazazedeler gibi insanların tasvirlerine yansıdı. (Çömelen Kadın, Kör Adamın Yemeği). Annelik konusu ise Picasso’nun, 20. yüzyıl modern sanat anlayışı ile geleneksel sanat tarihi konularını en iyi şekilde ifade edecek materyali aradığı bir dönemde onu meşgul etti.

Picasso’nun Pembe (Gül) Dönemi

Pablo Picasso, Family of Saltimbanques, 1905 (National Gallery of Art)

Gül Dönemi, İspanyol ressam Pablo Picasso’nun 1904 ile 1906 yılları arasında ürettiği eserleri kapsıyor. Picasso 1904 baharında Paris’e kalıcı olarak taşınmaya karar verdi. Eserleri bir ruh değişikliğini ve özellikle farklı sanatsal akımlara bir tepkiyi yansıtıyordu. Yoksulluk, yalnızlık ve umutsuzluk temalarını kasvetli, mavi tonlarda tasvir eden Mavi Dönemi’nden sonra, Picasso’nun Gül Dönemi neşeli, canlı kırmızı, turuncu, pembe ve toprak tonlarında tasvir edilen palyaçolar, soytarılar ve karnaval sanatçılarının daha hoş temalarını temsil eder. Picasso’nun Gül Dönemi, doğrudan gözlemden ziyade büyük ölçüde sezgiye dayalı olarak sanatçının yeni üslup deneylerinin başlangıcını işaret eder.

Avignonlu Kızlar

1906’nın sonlarına doğru Picasso, “Les Demoiselles d’Avignon” (Avignonlu Kızlar) (1907) olarak adlandırılan büyük bir kompozisyon üzerinde çalışmaya başladı . Kadın bedenine yönelik sert yaklaşımı ve yüzlerin maskeli resimleri (Afrika sanatı üzerine bir çalışmadan etkilenerek) bu eseri tartışmalı hale getirdi. Yine de eser, sanat tarihi geleneğine sıkı sıkıya bağlıydı.

Pablo Picasso’nun Kübizmi

Picasso ve Georges Braque, sonraki birkaç yıl boyunca (1909–12) birlikte çalıştı. Picasso’nun başka bir ressamla bu şekilde çalıştığı tek zamandı. Erken Kübizm resimleri eleştirmenler ve izleyiciler tarafından sıklıkla yanlış anlaşılıyordu çünkü bunların yalnızca geometrik sanat olduğu düşünülüyordu. Ancak ressamlar, özellikle perspektif ve illüzyon kullanımı açısından Rönesans geleneğinden kopan yeni bir gerçeklik sunduklarına inanıyorlardı.

Kübizm, nesnelerin formunun ve uzaydaki konumlarının illüzyonist yöntemlerle taklit edilmesi yerine “yeniden sunulması” yoluyla kapalı formun açılmasını ifade ediyordu. Picasso, genellikle müzik enstrümanları çalan oturan figürlerin yer aldığı 1911-12 resimlerinde, figürleri, nesneleri ve uzayı bir tür ızgara üzerinde birleştirdi. Palet bir kez daha tek renkli toprak tonları, kahverengiler ve grilerle sınırlı kaldı.

Kolaj

Pablo Picasso. Pipo ve Şarap Kadehi, 1914

1912’de Picasso ve Braque gerçek kağıtları (papier collé) ve diğer malzemeleri tuvallerine yapıştırıyorlardı. Aslında kolaj olarak bilinen tekniğin, Picasso ve Georges Braque tarafından icat edildiği düşünülüyor. Her ikisi de 1912 yılında, gazete parçalarını ve nota kağıtlarını tuvallerine yapıştırmaya karar vererek, sanatsal deneylerde yeni bir çağ başlatan, kendilerine özgü bir Kübizm tarzı geliştirmişlerdi. Bu yaklaşım, Kübistlerin eserin kendi kendine yeten, inşa edilmiş bir nesne olduğu anlayışını bir adım öteye taşıyordu. Natürmortlar her iki sanatçı için de ana konulardı. Ve Picasso’nun eserlerinde çoklu referanslar -örneğin gitarlara ve aynı zamanda kulaklara atıfta bulunan eğriler- eserlerinin çoğunun karakteristik özelliği olan bir oyun öğesi sunuyordu.

Parade Balesi

Birinci Dünya Savaşı Picasso’nun çevresini dağıttı; Apollinaire, Braque ve diğerleri cepheye gittiler. Picasso Fransa’da kaldı ve 1916’dan itibaren besteci Erik Satie ile olan dostluğu, onu savaş sırasında aktif bir avangart çevreye aldı. Paris’teki ünlü Folies Bergère bir opera binası olarak inşa edilmiş ve başlangıçta operetler, komik opera, popüler şarkılar ve jimnastik gibi hafif eğlence performansları sunarak kapılarını açmıştı.

Mekan, filler, kutup ayıları ve yüzme havuzlarına dalan güzeller gibi diğer egzotik yaratıkları içeren görkemli gösteriler sunan “Belle Époque” sırasında şöhretinin ve popülaritesinin zirvesine ulaşmıştı. Erik Satie , müzikhol ve kabarenin bu sirk atmosferini, 18 Mayıs 1917’de Paris’teki Théâtre du Châtelet’de prömiyeri yapılan “Parade” adlı multimedya gösterisine ve baleye ustaca aktarmıştı.

Léonide Massine koreografiyi sağladı, Pablo Picasso kostümleri ve kırmızı açılış perdesi de dahil olmak üzere seti tasarladı ve boyadı, Guillaume Apollinaire ilk performans için program notlarını yazdı ve ilk kez “gerçeküstücülük” kelimesini kullandı ve Paris kafe-konser sahnesinin “enfant terrible”ı Erik Satie müziği besteledi.

Gerçeküstücülük

Pablo Picasso, Crucifixion, 1930, Musée national Picasso-Paris

Picasso grubun resmi bir üyesi olmasa da, iki Dünya Savaşı arasındaki en önemli edebi ve sanatsal hareket olan Sürrealizm ile yakın bağlara sahipti. Picasso’nun sanatı, özellikle yazarlar olmak üzere Sürrealist arkadaşlarıyla temas kurmasıyla yeni bir boyut kazandı.

Sürrealist hareketin Picasso’ya verdiği şey, özellikle erotik olan yeni konular ve eserlerinde bulunan rahatsız edici unsurların güçlendirilmesiydi. Sürrealizmin etkisini açıkça gösterir ve diğer eserlerde çarpıtmanın izleyicinin duyguları üzerindeki etkisi de Sürrealizmin psikolojik amaçlarından birini yerine getirdiği şeklinde yorumlanabilir.

1930’larda Picasso, birçok gerçeküstücü yazar gibi, sıklıkla başkalaşım fikriyle oynadı. Örneğin, geleneksel olarak insan ve hayvan arasındaki mücadelenin somutlaşmış hali olarak görülen Yunan mitolojisinin yarı boğa yarı insan canavarı olan imgesi, Picasso’nun çalışmalarında bir tür otoportre haline geldi.

Heykel

Picasso’nun 20. yüzyılın önemli bir heykeltıraşı olarak ünü ancak ölümünden sonra geldi, çünkü heykellerinin çoğunu kendi koleksiyonunda saklamıştı. Picasso, 1928’de Paris’te Julio González’in stüdyosunda demir ve sac metal üzerinde çalışmaya başladı. Daha sonra, 1930’da heykel stüdyoları için yer açtığı Boisgeloup şatosunu (Paris’in kuzeybatısında) satın aldı . Orada 1931’de büyük ölçekli alçı kafalar üzerinde çalışmaya başladı. Picasso hayatının sonuna kadar çeşitli malzemelerle heykel yapmaya devam etti.

Guernica, 1937

Guernica, Reina Sofía Müzesi, Madrid

Guernica eseri, modern sanatın bir ikonu, zamanımızın Mona Lisa’sıdır. Picasso’nun en ünlü eseri olan Guernica, sanatçının en güçlü politik ifadesidir ve İspanya İç Savaşı sırasında Nazilerin Bask kenti Guernica’ya yönelik yıkıcı bombalama eylemlerine tepki olarak resmedilmiştir.

Guernica, savaşın trajedilerini ve özellikle masum siviller olmak üzere bireylere verdiği acıları gösterir. Bu eser, savaşın trajedilerinin bir hatırlatıcısı, savaş karşıtı bir sembol ve barışın bir örneği haline gelerek anıtsal bir statü kazanmıştır. Guernica tamamlandıktan sonra dünya çapında sergilendi, ünlü oldu ve geniş çapta beğeni topladı.

Bu eser pastoral ve epik stillerin bir karışımı olarak görülüyor. Rengin atılması dramayı yoğunlaştırıyor. Guernica mavi, siyah ve beyaz, 3,5 metre boyunda ve 7,8 metre genişliğinde, yağlı boyayla boyanmış bir duvar resmi boyutunda tuvaldir. Bu resim Madrid’deki Museo Reina Sofia’da (Reina Sofía Müzesi) görülebilir.

Bazı eleştirmenler Guernica’daki politik mesaja güvenmeye karşı sanatseverleri uyarıyor. Örneğin, burada yıkımın önemli bir motifi olan öfkeli boğa, Picasso’nun egosu olarak tasvir edilmişti. Ancak, bu örnekte boğa muhtemelen faşizmin saldırısını temsil ediyor. Picasso bunun vahşet ve karanlık anlamına geldiğini söyledi. Ayrıca atın Guernica halkını temsil ettiğini de belirtti.

Guernica, Bask Bölgesi’ndeki Biscay eyaletinde bir kasabadır. İspanya İç Savaşı sırasında, Cumhuriyetçi direniş hareketinin kuzey kalesi ve Bask kültürünün merkezi olarak kabul edildi ve bu da hedef olarak önemini artırdı.

Cumhuriyetçi güçler, hükümete ve nihai hedeflere karşı oldukça farklı yaklaşımlara sahip çeşitli gruplardan (komünistler, sosyalistler, anarşistler vb.) oluşuyordu, ancak Milliyetçilere karşı ortak bir muhalefetleri vardı. Kanun, düzen ve geleneksel Katolik aile değerlerine dayalı olarak İspanya’nın altın günlerine geri dönmeyi amaçladılar.

“Picasso” Efsanesi

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Picasso adı etrafında bir mit havası oluştu ve hayatının son yıllarında çalışmaları bir anlamda eleştirinin ötesine geçti. Son çalışmalarıyla baş edebilen çok az eleştirmen olmasına rağmen, ona saldıran da çok az kişi vardı. Bir istisna, Picasso’nun ekonomik güdüleri hakkında sorular ortaya atan ve şişirilmiş kamusal itibarı hakkında spekülasyonlar yapan İngiliz eleştirmen John Berger’di.

1953’te Françoise Gilot iki çocuğuyla birlikte Picasso’dan ayrıldı ve Picasso birkaç yılını bekar olarak geçirdi. Zamanını Paris ile Cannes yakınlarında bulunan La Californie’deki evi (1955’ten itibaren) arasında harcadı. 1953’te Vallauris’teki seramik dükkanında çalışan Jacqueline Roque ile tanıştı ve 1954’ten itibaren (1961’de evlendiler) sadece sadık arkadaşı olmakla kalmadı, aynı zamanda ilham perisi olarak neredeyse tüm geç dönem çalışmalarının başlıca imgesi oldu. İkisi de Picasso’nun 1958’de satın aldığı Vauvenargues’daki şatoda yaşadılar. Ancak evliliklerinden Picasso’nun ölümüne kadar geçen yılları Mougins’deki Notre-Dame-de-Vie villasında geçirdiler.

📌 Sıkça Sorulan Sorular: Pablo Picasso

Pablo Picasso’nun tam adı nedir?
Pablo Picasso’nun tam adı oldukça uzundur: Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso. Bu isim, ailesindeki azizlerin ve akrabalarının isimlerini içerir.

Picasso’nun en ünlü eseri nedir?
Picasso’nun en tanınmış eseri, 1937’de yaptığı Guernica adlı tablodur. Bu eser, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Guernica kasabasını bombalamasını konu alır ve savaşın yıkıcılığını güçlü bir şekilde yansıtır.

Guernica tablosu neyi anlatıyor?
Guernica, savaşın dehşetini, acısını ve insanlık trajedisini anlatır. Tabloda, bombalanan bir kasabanın kaotik sahneleri, acı çeken insanlar ve hayvanlar betimlenmiştir. Picasso, bu eseriyle savaşın vahşetini ve zulmünü eleştirirken, aynı zamanda umudu ve direnişi de temsil eder.

Picasso’nun diğer önemli eserleri nelerdir?
Les Demoiselles d’Avignon (1907): Kübizmin öncüsü kabul edilir.
The Old Guitarist (1903–1904): Mavi Dönem’in ikonik eseridir.
Three Musicians (1921): Büyük yağlıboya tablodur.
Girl Before a Mirror (1932): Marie-Thérèse Walter’ı tasvir eder.
The Weeping Woman (1937): Guernica’nın tamamlayıcısı niteliğindedir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP