İzmir’in tarih kokan sokaklarında, Kadifekale ile Smyrna Agorası arasındaki yamaçta, geçmişin yankıları yükseliyor: Smyrna Antik Tiyatrosu. Bir zamanlar 20 bin kişiyi ağırlayan bu görkemli yapı, M.Ö. 3. yüzyıldan kalma bir miras. 1500 yıl önce toprakla örtülen bu tiyatro, bugün Konak ilçesi Kubilay Mahallesi’nde, Kadifekale’nin eteğinde yeniden gün ışığına kavuşuyor. Kadifekale yamacındaki evlerin gölgesinde saklanan bu antik sahne, hem tarih hem de gelecek için bir umut ışığı. Haritanızı açın, bu eşsiz zaman yolculuğuna çıkalım!
Smyrna Tiyatrosu’nun hikâyesi, antik kaynaklarla başlıyor. Romalı mimar Vitruvius, De Architectura adlı eserinde (V.IX.1) tiyatroyu övgüyle anıyor. Sahne binasına bitişik Stratonikeion adında bir portiko olduğunu belirtiyor; bu portiko, yağmurlu havalarda izleyicilere sığınak, oyunculara ise ekipman saklama alanı sunmuş. Vitruvius, bu tasarımı diğer kentlere örnek gösteriyor. İ.S. 2. yüzyılda yaşamış Aristides ise Smyrna’yı betimlerken tiyatrodan bahsediyor, ancak detay vermiyor. Tiyatronun varlığına dair daha somut bilgiler, 17. yüzyıldan itibaren İzmir’e gelen seyyahların notlarında ortaya çıkıyor.
Jean Baptiste Tavernier, tiyatroyu “yarım daire biçiminde” ve deniz tarafı açık bir yapı olarak tanımlıyor; ancak bunun bir amfitiyatro olduğunu düşünüyor. Aynı dönemde Moncony, tiyatronun 314 adımlık bir yarım daire olduğunu ve 24 sıra basamağa sahip olduğunu not ediyor. 19. yüzyılın başında Otto Friedrichs von Richter, bir kemer ve yüksek bir duvarın varlığını gözlemliyor. 1817’de Kont Louis Auguste Forbin, sahne binası (proscenium) kalıntılarının hâlâ görülebildiğini belirtiyor. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Sir Charles Wilson, orkestra ve sahne üzerine modern yapılar inşa edildiğini, izleyici bölümünden (cavea) geriye sadece doğal bir oyuk kaldığını yazıyor.
Tiyatroyla ilgili en detaylı bilgiler, 1912-1913 yıllarında çalışma yapan Otto Berg ve Otto Walter’a ait. Onların 1932’de İzmir’de Roma Tiyatrosu adıyla Türkçeye çevrilen raporu, bugünkü bilgimizin temelini oluşturuyor. 1917-1918 yıllarında tiyatro alanını kaplayan evlerde yapılan incelemelerle arkeolojik veriler toplanmış. Walter ve Berg’e göre tiyatro, üç katlı bir sahne binasına sahip. Yarım daire şeklindeki orkestra, 30 metre boyunca yükselen iki diazoma ile bölünmüş üç kademeli, 152 metre çapında bir cavea içeriyor. Kireçtaşından yapılan oturma basamakları, 43 cm yüksekliğinde ve 45 cm genişliğinde.
Pagos Tepesi’nin (Kadifekale) kuzey yamacında inşa edilen tiyatro, İzmir Körfezi’ni ve Smyrna’yı görsel bir şölenle izleyecek mükemmel bir konuma sahip. İlk inşa tarihi bilinmese de, Vitruvius’un notlarına dayanarak M.Ö. 1. yüzyılda var olduğu kesin. Roma İmparatorluk Dönemi’nde, muhtemelen bir deprem sonrası İmparator Claudius zamanında onarılmış. Son halini ise İ.S. 178 depreminden sonra yapılan eklentilerle almış. 2021 Kasım’ında yapılan kazılarda, sahne binası içinde sanatçılar için kullanılan bir latrina (umumi tuvalet) bulunmuş; bu, bir antik tiyatroda keşfedilen ilk örneklerden biri.
2016’dan beri devam eden kazı çalışmaları, tiyatroyu adeta nakış gibi işleyerek gün yüzüne çıkarıyor. 20 bin kapasiteli tiyatronun “L” şeklindeki seyirci girişi, 21 basamak ve sahnenin bir kısmı ortaya çıkmış durumda. Roma İmparatoru Hadrianus döneminde büyütülen tiyatro, renkli ve hareketli bir sahne binasına sahipmiş. Son kazılarda, Hadrianus Dönemi’ne ait heykel parçaları (kol, bacak, parmak gibi 165 parça) bulunmuş. İlk kademenin iki yıl içinde tamamen açığa çıkarılması hedefleniyor. At nalı şeklinde tasarlanan bu açık hava tiyatrosu, Akdeniz’in en büyüklerinden biri ve Efes Antik Tiyatrosu ile aynı büyüklükte.
Smyrna, Roma Dönemi’nde bir metropol kentiydi. Akdeniz’in her yerinden gelen ziyaretçiler, burada düzenlenen Asya Eyaleti Oyunları’nı izlerdi; bu etkinlikler, günümüzün olimpiyatlarına benzetilebilir. Tiyatroda drama ve trajedi oyunları sahnelenir, gladyatör dövüşleri düzenlenirdi. Yöneticiler, halka duyurularını bu sahneden yapardı. İzmir’in kent yaşamıyla iç içe olan bu tiyatro, diğer antik tiyatrolardan farklı bir ruha sahip. On yıl öncesine kadar üzerinde yaşamın devam ettiği bu alan, şimdi kültürel bir merkeze dönüşme yolunda.
Kazı ve konservasyon çalışmaları tamamlandığında, Smyrna Tiyatrosu, İzmir’in sosyokültürel hayatına yeni bir soluk getirecek. İtalya’daki Kolezyum gibi kültürel etkinliklere ev sahipliği yapması planlanıyor. Türkiye’de kent içinde bu büyüklükte başka bir tiyatro örneği yok; bu yüzden Smyrna, İzmir’in rotalarında önemli bir durak olacak. Yakın gelecekte burada tiyatro oyunları, konserler ve festivaller düzenlenebilir.
Yazının Kaynağı: Smyrna Antik Tiyatrosu: Kadifekale’nin Yamacında Yeniden Canlanan Bir Sahne – geo-map-story