DOLAR 41,7153 0,24%
EURO 48,4565 0,45%
ALTIN 5.416,571,41
BITCOIN 51556212.3735599999999999%
İstanbul
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Bir Merhamet Biçimi Olarak Yazmak

Bir Merhamet Biçimi Olarak Yazmak

ABONE OL
Eylül 15, 2025 06:22
Bir Merhamet Biçimi Olarak Yazmak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Last Updated on Eylül 15, 2025 by Mürşide

Press enter or click to view image in full size

Kütüphane: Fotoğrafta II. Dünya Savaşında 10 saat süren bir bombardıman neticesinde harabeye dönen Holland Park Kütüphanesi (Londra) ve kitap okuyan insanlar gözükmektedir. Fotoğrafın orijinali Hulton Deutsch Collection’da bulunmaktadır.

Dünya bir kez daha yıkılıyor. Seller sokakları yıkıyor, depremler şehirleri yutuyor, kıtalar savaşın palet sesleriyle inliyor, insanlar açlıktan ölüyor. Bir şehir yerle bir olurken, başka bir şehirde yine de birileri lunaparkta eğleniyor. Bir çocuk bombalar altında ölürken, bir başkası doğum günü pastasını üflüyor. Ekranlarda yemek tarifleri veriliyor, fotoğraflara bilmem kaçıncı kez gülümseniyor. Yine birileri, Proust’u ikinci kez okumak için eline alıyor. Zamanın altında ezilmemek için, zamanın izine düşüyor tekrar.

Biz okuyanlar, karanlık anlarda, gerçekliğin ağırlığı sırtımıza çökerken, birer ibre gibi yüzümüzü daha çok kitaplara dönüyoruz. İçimiz, dışarıyı almıyor. Anlamak, anlamlandırmak istiyoruz. Okuyoruz. Çünkü bugünün felaketleri, ancak geçmiş gözü açık olanlara bir şeyler anlatıyor. Hiçbir dehşet ilk değil, her trajedi çoktan yaşanmış.

İnkalar, Pizarro ve askerlerini ilk kez gördüklerinde, onları “insan” sanmamışlar. Öyle bir kıyımı, o şekilde bir gelişi daha önce gördükleri hiçbir şeye benzetememişler. Bu yüzden başta direnmemişler bile. Kim bilir kaçımız, dünyada yaşananlara, daha da fenası yaşadıklarına aynı bilmezlikle bakıyor.

Chateaubriand “Yalnızca biçem aracılığı ile yaşarız.” diyor. Hayatta kalmanın yolunu tanıklığı biçeme dönüştürerek mi buluyoruz? Belki de şekilsiz olanla ancak böyle baş ediyoruz, kitaplara sığınıyoruz.

Fransız Devrimi’nin kaosu içinde, Paris’e henüz gelmiş bir Breton şairi, Versailles turuna çıkmak istiyor. “İnsanlar vardır,” diyor Chateaubriand, “imparatorluklar çökerken çeşmeleri ve bahçeleri ziyaret eder.” Günün sonunda insan, dehşet zamanlarında bir şekilde güzelliğin ve geçmişin izini sürmek istiyor sanırım. Bir kaçış olarak değil, bir direniş belli ki. Yıkımın ortasında bir hayatta kalma biçimi.

Alberto Manguel, 11 Eylül saldırısında, “Dünya Ticaret Merkezi’ne yakın bir kitapçı dükkanının içinde kapana sıkışmış birinden” söz ediyor. Havaya yayılmış tozların yere inmesini beklemekten başka yapacak bir şey olmadığı için, siren sesleri ve çığlıklar arasında kitapları karıştırarak beklemiş durmuş. Bu gerçekten bir bekleyiş miydi diye düşündüm, bu satırları okurken. Belki de yaşadığı zamandan sığınacak başka zamanlar aradı o sayfaların arasında. Çünkü kelimeler sadece zamanların bilgisini taşımaz, bir merhamet biçimidir.

Peki neden yazıyoruz? Hayatta kalmak yetmiyor. Biçim bulmak, yıkıma biçim vermek istiyoruz. Bu da insanın kadim bir direnişi galiba. Yazdıklarımızın bir başka yıkımın ortasında, birilerine merhamet vermesini diliyoruz.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP