Last Updated on Kasım 8, 2025 by EDİTÖR
Uluslararası sistem, tarih boyunca büyük güçlerin rekabetiyle şekillendi. Bugün ise bu rekabetin en belirgin örneğini ABD ile Çin arasındaki stratejik çekişmede görüyoruz. Bu mücadele, yalnızca askeri veya ekonomik alanla sınırlı değil; teknoloji, diplomasi, kültürel nüfuz ve enerji güvenliği gibi çok geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Bu rekabet, uluslararası sistemde çok kutupluluğun güçlenmesine yol açıyor. Küçük ve orta ölçekli devletler, iki güç arasında denge politikaları izlemek zorunda kalıyor. Enerji güvenliği, ticaret rotaları ve teknolojik bağımlılıklar üzerinden yaşanan kırılmalar, küresel düzenin istikrarsızlaşmasına neden oluyor.
ABD–Çin rekabeti, yalnızca iki ülkenin çıkar çatışması değil; uluslararası sistemin yeniden yapılanmasının habercisi. Bu süreç, yeni ittifakların doğmasına, eski dengelerin bozulmasına ve küresel düzenin daha parçalı bir yapıya evrilmesine yol açıyor. Belki de tarihin yeni bir “Soğuk Savaş” dönemine tanıklık ediyoruz; ancak bu kez cepheler yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda ekonomik, teknolojik ve kültürel boyutlarıyla çok daha karmaşık.
1
HEMOROİD – DR. DEVRİM DEMİREL VE DR. GAFFAR KARADOĞAN
1175 kez okundu
2
Süt ürünleri ile başınız dertte mi? Laktoz İntoleransına sahip olabilirsiniz!
1124 kez okundu
3
GECE MÜZECİLİĞİ
420 kez okundu
4
Ortadoğu’daki son gelişmelere dayalı kapsamlı bir analiz
230 kez okundu
5
Kimin HDMI kablosu var? 😂
228 kez okundu