DOLAR 41,1037 0,53%
EURO 47,8345 0,59%
ALTIN 4.475,37-0,06
BITCOIN 45914201.6167499999999999%
İstanbul
27°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

  • GeoNews
  • Son Dakika
  • Türkiye’de sahte diploma, Makedonya’da kolay diploma; çürüme her yerde

Türkiye’de sahte diploma, Makedonya’da kolay diploma; çürüme her yerde

ABONE OL
Ağustos 19, 2025 05:16
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Last Updated on Ağustos 19, 2025 by EDİTÖR

Türkiye bir hafta, 10 gündür sahte diploma skandalıyla çalkalanıyor. Resmî açıklamalara bakarsanız bazı suç şebekeleri devletin elektronik arşiv ve imza sistemine girerek sahte diplomalar düzenlemişler, bununla kalmayıp ehliyet, sabıka kaydı, bilirkişi ve mahkeme kararları, tapular, sağlık raporları, aklınıza ne geliyorsa bunlar üzerinde oynayıp sahte belgeler üretip satmışlar. Yine resmî açıklamalara bakarsanız bu suça bulaşanların sayısı şimdilik 150 civarında. Bunlardan ancak 37’si tutuklanmış.

Kime güveneceğiz?

Ama bu resmî bilgiler kimseye inandırıcı gelmiyor. Sahte diplomalarıyla sadece kamusal görev alanına sızanların sayısının 15 bin civarında olduğu iddia ediliyor. Ya geri kalanlar? Aralarında Osmanlı hanedan varislerinden, üniversite öğretim görevlilerine, sosyete psikologlarına kadar, yok yok. Acaba aralarında ameliyata giren sahte doktorlar, çürük bina yapan çakma mühendisler de var mı? Kime güveneceğiz artık? Bu vicdansız suç şebekeleri 6 Şubat deprem kurbanlarının kayıtlarını dahi kullanmışlar.

Sahte belgeler internette alenen alınıp satılabiliyor. Bu ölçüde fütursuzluk, bunların devlet içinde uzantılarının olabileceğini hatta devlet içine yuvalanmış suç şebekeleri tarafından yönetildiklerini hatıra getiriyor.

Ve elbette sorumlu mevkide olanların gafleti! Resmî açıklamalarda işin bu yönü hiç yer almıyor.

Sahte diploma skandalı doğal olarak zihinlerde eski olumsuz anıları canlandırdı. 2010’lu yıllarda FETÖ çetesi kamu kurumlarına giriş sorularını çalarak devlet içinde kolayca kadrolaşabilmişti. Onlara bu kolaylığı, ne istedilerse veren zihniyet sağlamıştı.

Şimdiki rezaletin çok daha büyük boyutlarda olabileceği herkesi endişelendiriyor. Bu olay her alanda artık üstü örtülemez hale gelen devlet içindeki çürümüşlüğün, yozlaşmanın en çarpıcı örneklerinden biri.

Halk içinde devlete karşı güvensizlik had safhaya ulaştı. Artık ne diplomalara ne enflasyon verilerine ne mahkeme kararlarına ne de kamu otoritesinin eşit ve adil davrandığına inanan var.

Orta ve yüksek öğrenim kurumlarının diplomaları, tapular vs. kuşku ile karşılanıyorsa, maaşların belirlenmesinde esas alınan enflasyon oranları bilinçli olarak düşük tutuluyorsa, mahkemeler adalet dağıtmıyorlarsa, idare keyfi vergi topluyorsa, halk kime ve neye güvenecek?

Gençlerin umudu çalınıyor

Gençler, birileri sahte diplomalarla önlerine geçerken, hangi gelecek umuduyla sınavlara hazırlanarak yıllarca okumayı göze alacak? Zaten kıt kanaat geçinen aileler her türlü maddî ve manevî meşakkate katlanarak evlatlarını nasıl okutmak isteyecek?

Toplumsal çürümüşlük elbette yeni başlamadı. Benim üniversiteye girdiğim 1973 yılında da üniversite giriş soruları çalınıp satılmıştı. Ama suçlular tez zamanda yakalandılar. Şaibeli sınavlar iptal edilip yenisi yapılarak hak edenler diledikleri eğitim kurumlarına birkaç ay gecikmeyle de olsa girip yollarına devam ettiler.

Ya şimdi öyle mi? Bu olayın boyutlarını tahmin etmek bile zor. Kaç kişi sahte diploma aldı? Kaç kişi sahte belgelerle kritik mevkileri işgal ediyor? Bu çürümüşlükte kamu otoritesinin doğrudan payı ne? Bunlar tek tek açığa çıkarılmalı. Sahte diplomalılar derhal işten el çektirilmeli. Bu ancak tam yetkili, tarafsız ve bağımsız araştırma komisyonları aracılığıyla yapılabilir. Kimsenin güvenmediği savcılar bu konulardan uzak tutulmalı. Aksi takdirde toplum içinde kuşkular iyice kemikleşecektir.

Üsküp’teki Uluslararası Balkan Üniversitesi

Sahte diploma krizi ortaya çıktığında kamuoyunda adı en çok ortaya atılan kurumlardan biri Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te kurulu Uluslararası Balkan Üniversitesi’ydi. Bu kurum evvelce de bazı suçlamaların hedefi olmuştu. Örneğin 17-25 Aralık sürecinde ayakkabı kutusu içinde yakalanan paraların bu “üniversite” için toplandığı basına yansımıştı.

Diğer taraftan o günkü İYİP milletvekili Sayın Aytun Çıray 2023 yılında TBMM’de soru önergesi vererek bu üniversitenin hukuk fakültesine sınavsız kayıt yapılmasını ve devam şartı aranmadan diploma verilmesini sorgulamıştı. Ama iktidar sorularına yanıt vermemişti.

2008-10 yılları arasında bu kurumun kuruluş çalışmalarına bizzat şahit olmamdan dolayı bildiklerimi kamuoyu ile paylaşmayı sorumluluğumun gereği sayarak, X platformunda dört parçadan oluşan bir ileti dizisi yayımladım.

TIKLAYIN | Kuzey Makedonya’daki Balkan Üniversitesi’nde sahte diploma skandalı iddiası; “Fakülte kurulmadan YÖK denklik vermiş”

T24’te haber haline getirilen söz konusu iletilerim beklediğimden çok daha fazla ilgi çekti. 1,6 milyondan fazla kişi tarafından okundu, 15 binden fazla “like” aldı, binlerce kere “repost” edildi. İletilerimi okuyanlardan sadece10-15 kişi eleştiride bulundular. Yorumların çoğu dostaneydi.

Eleştirilerim özü, hiçbir kritere bağlı olmadan sadece lise diploması ile öğrenci alınması, devam mecburiyetinin fiilen uygulanmaması, Makedonya’nın kanunlarına aykırı olarak ikâmet ve öğrenci vizesi alınmadan kayıt yapılması ve kuruluş aşamasındaki bir “üniversiteye” gerekli incelemeler yapılmadan YÖK tarafından denklik verilmesiydi. Sayın Aytun Çıray’ın soru önergesinde de benzer eleştirler yer alması, bu olumsuzlukların devam ettiğini gösteriyor.

Bu okula sınavsız, ÖSYM veya SAT, IB, Abitur puanı gibi uluslararası kriterler olamadan öğrenci kabul edilmesi ve otomatik diploma denkliği verilmesi en azından Türkiye’de binbir zorlukla okuyan öğrencilere yapılmış büyük bir haksızlık. Ayrıca Makedonya’da kurulan bir okulun öğrencilerinin normal olarak o ülkenin vatandaşlarından oluşması gerekirken, ÖSYM sınavını kazanamamış Türk öğrencilerden oluşması büyük bir garabet. Denklik için sadece devam kriterinin (fiiliyatta uygulanmadığı iddia ediliyor) benimsenmesi ayrıca bir garabet. Mesela bu okulda Türk hukuk sistemi okutuluyor mu? Türk mühendisilik ve tıp standartlarına, müfredatına göre eğitim yapılıyor mu? Değilse denklik nasıl verilebiliyor? Sorular soruları takip ediyor.

Başta Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu olmak üzere AKP akademik kadroları tarafından kurulan bu okulun amacı Makedonya’ya bilimin ışığını mı götürmek, yoksa arka kapıdan liyakatsiz kadrolar yetiştirip, Türkiye’deki dengeleri mi değiştirmek? Birileri çıkıp cevap vermeli…

Tweetlerime cevap olarak Gelecek Partisi’nden hoş olmayan bir saldırı geldi

X’te yazdıklarıma en sert eleştiri hiç beklemediğim şekilde Gelecek Partisi sözcüsünden geldi. Oysa benim Gelecek Partisi ile bu konuda bir polemiğe girme niyetim yoktu. Parti sözcüsü devlet ve bürokrasi terbiyesinden nasibimi almadığımı, sıradan bir bürokrat olduğumu iddia etmiş. Son 13 yılı Büyükelçi olarak geçen 40 yıllık meslek hayatımda hep parlak siciller, takdirnameler almış biri olarak bu eleştiri beni etkilemez elbette. Darüşşafaka, Mülkiye ve Hariciye gibi bu ülkenin en güzide kurumları içinde yoğrulan idealist kişiliğimin yegâne handikapı olsa olsa dik kafalı doğruculuğum ve bürokrasi içi gruplaşmalardan uzak durmamdır.

Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Davutoğlu’nun benim Genel Müdürlüğümün ve Seul Büyükelçiliği’min atama kararnamelerinin altında Dışişleri Bakanı olarak imzasının olması, dünya görüşlerimiz farklı da olsa ve bazı özel konularda anlaşmasak da kin gütmeyen bir karaktere sahip olduğunu göstermesi bakımından dikkate şayandır. Onun bu özelliğini kendisinin temsil edilmediği birçok mecliste şahsen savunduğumu yakın çevrem bilir.

Sayın Davutoğlu ile Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü olarak görevdeyken sadece Uluslararası Balkan Üniversitesi konusunda değil; Bulgaristan’daki Haklar ve Özgürlükler Hareketi lideri Ahmet Doğan’nın dışlanması ve Makedonya’daki Türk partileri arasında ayrımcılık yapılması gibi konularda da ayrı düştük. Bu konularda Sayın Davutoğlu’na direnip ısrarla hep doğruları savunduğum için vicdanım huzurlu.

Görev alanıma girmemesi nedeniyle müdahale olanağım bulunmayan genel icraatına gelince, orada da tavrım çok açık. Sayın Davutoğlu’nun Türk dış politikasına İhvancı ideolojinin bulaştırılmasındaki ve Türkiye’nin hâlâ içinden çıkamadığı Suriye bataklığına sokulmasındaki sorumluluğunu eleştirme hakkına her vatandaş gibi sahibim. Bunları T24’te geçen hafta yazdım, yazmaya ve söylemeye devam edeceğim.

Dile getirdiğim haklı eleştiriler nedeniyle yarın nerede olacağı belli olmayan bir parti sözcüsünün yakışıksız eleştirilerine muhatap kalmam hiç uygun olmadı. Ama böyle şeylerden yılacak biri değilim. Toplumlar her zaman erdemlilerin, onurluların ve cesurların omuzlarında yükselegelmiştir. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bu muhteşem ülke içine düşürüldüğü zor şartlardan kurtulup yoluna devam etmesini bilir. Kimsenin kuşkusu olmasın. Mazi bunun en iyi kanıtıdır. Gerisi teferruat.

Arslan Hakan Okçal kimdir?

Emekli Büyükelçi.

1954 yılında İstanbul’da doğdu.

İlkokula Almanya’da başladı. Darüşşafaka Lisesi’ni (1973) ve AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü (1977) bitirdi.

1978 yılında Dışişleri Bakanlığına girdi.

1981-2001 yılları arasında Bingazi ve Münster Başkonsoloslukları, NATO Daimi Temsilciliği, Bonn ve Berlin Büyükelçiliklerinde sırasıyla Muavin Konsolos, Konsolos, Müsteşar, 1. Müsteşar ve Elçi Müsteşar olarak bulundu. NATO’daki görevinden önce 1989 yılında Roma’da NATO Savunma Koleji’nde eğitim aldı.

1992-95 yıllarında Gümülcine’de Başkonsolosluk yaptı. 2005-2008 yılları arasında (ECOWAS ve aralarında Gana ve Kamerun’un da bulunduğu 9 Batı ve Orta Afrika ülkesine nezdinde de akredite olarak) Nijerya Federal Cumhuriyeti; 2008-2010 yılları arasında, o günkü ismiyle Makedonya Cumhuriyeti nezdinde Büyükelçi olarak bulundu.

Merkezde Amerika Dairesi Başkanı (1995-1997), Araştırma Genel Müdür Yardımcısı (2001-2003), NATO İstanbul Zirvesi Proje Koordinatörü (2004) ve Orta Avrupa ve Balkanlar Genel Müdürü (2010-2013) olarak görev yaptı.

Yurtdışında en son 2014-2017 yılları arasında Güney Kore nezdinde Büyükelçi olarak görev yaptı. Seul’de bulunduğu süre boyunca Kuzey Kore’de nezdinde de akredite Büyükelçi olarak görevliydi.

2018 yılında kendi isteğiyle emekli oldu.

Emekli olduktan sonra bir yıl Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Dört yıl Marmara Üniversitesi’nde ve bir yıl Fenerbahçe Üniversitesi’nde diplomasi dersleri verdi.

Dış politika alanında araştırma, yayın ve eğitim çalışmaları yapan düşünce kuruluşu Ankara Politikalar Merkezi üyesidir.

2021-2023 yılları arasında Gazete Duvar’da konuk yazar olarak makaleleri yayınlandı. 2024 yılının başından bu yana T24’te yazıyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP