DOLAR 40,9416 0,51%
EURO 47,8136 0,57%
ALTIN 4.402,210,44
BITCOIN 4706134-2.5369600000000001%
İstanbul
25°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Berhan Aksoy

Berhan Aksoy

29 Haziran 2025 Pazar

İsrail ordusu, yardım kuyruğundaki Filistinlilerin öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattı

İsrail ordusu, yardım kuyruğundaki Filistinlilerin öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlattı.

İsrail gazetesi Haaretz’in dünkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söyledi.

Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak “gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını” belirtti. IDF ise iddiaları yalanlayarak “dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini” savundu.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Haberde, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) erzak dağıtım bölgelerinde yaşananlar hakkında inceleme başlatılması için IDF içinde özel bir birim kurulduğu belirtiliyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Israel Katz da dün yayımladığı ortak açıklamada, gazeteyi İsrail ordusuna karşı dezenformasyon yapmakla suçlandı.

Gazze’deki sağlık yetkililerine göre GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan bu yana 500’den fazla Filistinli yardım alanlarında öldürüldü.

Filistinliyetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF’ye ait erzak dağıtım noktalarının “insani yardım” kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail’in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor.İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere “uyarı ateşi” açıldığını öne sürüyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünkü açıklamasında GHF’nin faaliyetleri hakkında şunları söyledi:

Çaresiz sivilleri askerileştirilmiş bölgelere yönlendiren her türlü operasyon doğası gereği güvensizdir. Yiyecek arayışı asla bir ölüm cezası olmamalıdır.

GHF CEO’su Johnnie Moore ise BBC’ye yaptığı açıklamada BM ve benzeri kuruluşların, şirketin faaliyetlerine yönelik yalan bilgilerin yayılmasına yol açtığını iddia etti.

Moore, “Bu kayıpların yüzde 100’ünün GHF’nin dağıtım bölgelerinin yakınında yaşandığının doğru olmadığını” savundu. CEO, can kayıplarını yalanlamazken bunların “tamamen IDF’ye mal edilemeyeceğini” de ileri sürdü.

GHF, IDF’yle ortak çalışarak Filistinlilerin yardım alanlarına ulaşması için takip edeceği rotaları belirtiyor. Kuruluş, Gazzelilerin öldürüldüğü olayların erzak dağıtım alanlarının dışında gerçekleştiğini iddia ediyor ve yardım ulaştırma sürecinin “olaysız ilerlediğini” savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, CNN, Haaretz

Devamını Oku

Özgür Özel: Türkiye’nin geleceğinde Erdoğan yoktur

Özgür Özel: Türkiye’nin geleceğinde Erdoğan yoktur
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 30 Haziran’da görülecek kurultay iptal davası öncesi ANKA Haaber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, bir asliye hukuk mahkemesinin bir kurultayı iptal etmesi durumunda ülkedeki hiçbir siyasi partinin, derneğin, meslek örgütünün yaptığı seçimin sonucunun kesinleşmeyeceğini vurguladı.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Özel, ”Bir olumsuz sonuç çıkarmayacağına eminim. Maksat sonuç almakta değil. Maksat süreçte partiyi tartıştırmak. Üzüldüğüm nokta; bu oyuna gelip partiyi tartışanlar var, partiyi tartıştıranlar var. Bu sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Oyuna gelmeyelim, önümüze bakalım. CHP iktidara yürüyor. Birlik, beraberlik içinde iktidara yürümeye devam edelim. Bizim ötekimiz yok, bizim eskimiz yok. Bizim kenarda bıraktığımız, geride bıraktığımız kimse yok. Bugüne kadar saygıda kimseye kusur etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin hep birlikte doğruları yapma zamanıdır” dedi.

Özel, üç gündür devam eden yurt dışı temaslarını şöyle değerlendirdi:

Önce Brüksel’deydik ve Avrupa’daki Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki sol-sosyal demokrat partilerin liderleriyle toplantıya katıldık. Çok verimli bir toplantıydı. Hem bölgemizdeki gelişmeler, dünyadaki gelişmeleri hem de Türkiye’deki gelişmeleri uzun uzun konuştuk. Ardından Berlin’e geldik. Kardeş partimiz Alman Sosyal Demokrat Parti’nin -Almanya’daki deyimle- parti gününe; kurultayına katıldık biz bugün. Dün kurultayı selamlaştık. Bugün de kurultayda bir açılış konuşması yapmam istenmişti. O konuşmayı gerçekleştirdim. Bugün Almanya’da sosyal demokratlar, seçimden büyük bir başarıyla çıkmadılar ama devamındaki müzakerelerde çok kritik bakanlıkları aldılar. Maliye bakanlığının, savunma bakanlığının sosyal demokratlarda olduğu bir süreçte; Avrupa’nın güvenlik kaygıları ve Türkiye ile bu konuda kurmak istedikleri ilişki açısından da son derece kritik bir pozisyonda. Almanya’nın AB’de çok önemli bir ağırlığı var. Sosyal demokratların da hem maliye hem de savunma bakanlığını elinde bulunduran bu yeni koalisyon hükümetinde önemli bir ağırlıkları var. O açıdan çok kıymetli temaslarımız oldu.

”Erdoğan eski konforunu aramasın”

CHP Lideri Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dördüncü Tarım Ekosistemi Buluşması”nda yaptığı konuşmadaki ”Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da yine bizzat kendi arkadaşları tarafından birer birer ortaya çıkartılıyor” ve ”Lafa gelince Kuvayımilliyeci olmakla övünen partinin genel başkanı, yabancı siyasetçilerden demokrasi dileniyor, huzurlarında el pençe durup bizi sıkıştırmaları için onlardan ricada bulunuyor” şeklindeki açıklamalarına yanıt verdi. Özel, şunları söyledi:

Hiç Erdoğan o eski konforunu aramasın. Öyle bir şey yok. O bize diyecek ki ‘Türkiye’yi dışarıya şikayet ediyor.’ Biz de ‘Aman yapmıyoruz, etmiyoruz…’ Ben şunu söyledim: ‘Sen bir ülkede darbeye kalkışırsan bu yaptığın iş bütün dünyanın konusudur, ilgi alanındadır, uluslararası toplum buna tepki gösterir.’ 19 Mart, dört başı mamur bir sivil darbe girişimidir. Türkiye’yi yöneten iktidara değil; gelecekte yönetecek olan iktidara, gelecekteki cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanı adayımıza ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanına, İstanbul’un seçilmiş belediye başkanını seçenlerin iradesine yapılan bir darbe girişimidir.

İlk gün dedim; ‘Bunu bütün dünyaya anlatacağım’ diye. Anlatmaya devam ediyorum. Beyefendinin zoruna gidiyor. Eskiden ‘dostum’ dedikleriyle şimdi bir masada oturup eskiden Türkiye’ye ‘Benim bunlarla ilişkim çok iyi. Onlar benden vazgeçmez. Türkiye eşittir Erdoğan’ diye benimsetmeye çalıştıklarıyla CHP, ‘Erdoğan Türkiye değildir. Hatta Türkiye’nin geleceğinde artık Erdoğan yoktur. Gitmesi an meselesidir. Sandıktan kaçmaktadır ve Türkiye’de artık Erdoğan ikinci partidir. Gelecekte olsa olsa muhalefet partisidir. Becerebilirse ana muhalefet partisidir.’ Bu gerçekle yüzleşiyor.

”SPD bugün bir önergeyle İmamoğlu’na destek verdi, bu da Erdoğan’a dert olsun”

Dünyada eskiden hikayeyi anlatıp inandırdıkları, yanına aldıkları şimdi karşısında. Çünkü bütün her yerde cesaretle, hem de hiç öyle komplekse falan girmeden CHP’nin hem Türkiye’nin partisi hem bir dünya partisi olmanın bilincinde bir anlayışla; yaptığı darbeyi, onun korkaklığını, onun hukuk tanımazlığını, hukuku ele geçirmesini bütün dünyaya anlatıyoruz. Bugün sosyal demokratların kongresinde de Türkiye’de yaşanan bütün süreci anlattık. Ve bugün iktidar ortağı, iktidarda en kritik bakanlıkları elinde bulunduran SPD, ortaya koyduğu bir önergeyi oybirliğiyle kabul ederek İmamoğlu’na destek verdi, İmamoğlu’na yapılanları kınadı. Bu da Erdoğan’a dert olsun.

”Türkiye’nin birliğini bozan sensin”

O yüzden efendim yok öyle ‘Bir şey demedik, etmedik’ değil; diyeceğimi söyledim: Japonya’nın trende basılan gazetesine de İngiltere’nin The Guardian’ına da Almanya’daki bütün saygın kuruluşlara da dünyanın neresinden bir basın gelirse Erdoğan’ın yaptıklarını anlatıyorum. Bu yaptığımızla da son derece gurur duyuyorum ve doğrusunu yapıyorum. Asla şöyle bir şey isteyemezsin: Bir baba evde kadına şiddet yapacak, çocuğa şiddet yapacak, her türlü haksızlığı yapacak; ‘Aman kol kırılır yen içinde kalır. Aman çıkıp da dışarıda bir şey söylemeyelim.’ Ailenin huzurunu bozan sensin. Türkiye’nin birliğini bozan sensin. İç cepheyi perişan eden, dağıtan sensin. Bunu sağlamak için üzerimize düşen bütün görevi yerine getirmeye devam edeceğiz.

”Yokluğumdan istifade öyle ‘ahtapot’, ‘turpun büyüğü’ deyip kaçma. Göreceğiz ahtapot kimmiş”

Ahtapota gelince… Bu ‘ahtapot’ dedi, ben ona ahtapotu gösterdim. 17-25 Aralık’ı, TÜRGEV’i, rüşvet zincirlerini; hepsini gördük. Nasıl Yunus Emre Vakfı’nı rezil ettiğini, hatta ve hatta ahtapotun bir kolundan ne çıktı? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na boğazda verilen villa, dünya kadar pahalı yapılan yatırımlar, villaya sırf bu Cumhuriyet Başsavcısı istiyor diye konulan havuzlar… Her taraftan bir şey çıkıyor, bunları söyledim. Turpun büyüğü konusunda da turpun büyüğünü onu gösterdim.

Sustu, pustu. ‘Ahtapot’ diyemiyor, ‘Turpun büyüğü’ diyemiyor. Bu konuya dikkat çekilince aman hazır Özgür Özel de yokken benim yurt dışında olmamdan istifade, bugün bir cümlede hızlı hızlı ‘turp’, ‘küçüğü’, ‘büyüğü’, ‘ahtapot’ demiş, çekilmiş. Ne oldu Erdoğan? Hani biz birbirimizin yüzüne bakamayacaktık? Hani turpun büyüğü heybedeydi, yakında çıkacaktı? Ahtapotun kollarına ne oldu? Ahtapotun kollarından AK Parti’nin yolsuzlukları, AK Parti’nin bu ülkeye yaptıkları çıktı. O yüzden yakında dönüyorum ve benim yokluğumdan istifade öyle ‘ahtapot’, ‘turpun büyüğü’ deyip kaçma. Karşındayım, göreceğiz bakalım ahtapot kimmiş, turpun büyüğü kimdeymiş.”

“Asliye hukuk mahkemesi, bir kurultayı iptal etmeye kalkarsa hiçbir siyasi partinin seçimin sonucu kesinleşemez”

Özgür Özel, “Partinizin pazartesi günü 38’inci Olağan Kurultayı’na yönelik iptal davası görülecek. Kurultay iptal davası açıldığından bu yana hukukçular ‘Tek yetkili YSK’ diyordu. Bugün de AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel kurultay davasına ilişkin yaptığı açıklamada, ‘YSK’nın verdiği kararı asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesi bozamaz’ dedi. İlk kez iktidar kanadından böyle bir değerlendirme geldi. Neler söylersiniz” sorusunu şöyle yanıtladı:

Şimdi açıkça yazıyor; ‘Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları kesindir’ diyor. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bile götüremiyorsun YSK kararlarını. Burada Sayın Recep Öz’in söylediği de ne yazıyorsa onu okumuş ve doğrusu da bu şunu biliyorlar: Yarın bir asliye hukuk mahkemesi, bir kurultayı iptal etmeye kalkarsa bu ülkede hiçbir siyasi partinin, hiçbir derneğin, hiçbir meslek örgütünün yaptığı seçimin sonucu kesinleşemez ta ki birisi gidip asliye hukuk mahkemesine başvuruna kadar. YSK‘nın temyiz merci asliye hukuk mahkemesi olabilir mi?

O yüzden ben asliye hukuk mahkemesi… Tabii başvurmuşlar, hakim ne yapsın, prosedürleri tamamlıyor. İlk günden beri söyledim, bu davanın ret olacağını. Bir olumsuz sonuç çıkarmayacağına eminim zaten. Maksat sonuç almakta değil. Maksat süreçte partiyi tartıştırmak. Üzüldüğüm nokta; bu oyuna gelip partiyi tartışanlar var, partiyi tartıştıranlar var. Bu yüzden diyorum ki bu sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Oyuna gelmeyelim, önümüze bakalım. CHP iktidara yürüyor. Birlik, beraberlik içinde iktidara yürümeye devam edelim. Bizim ötekimiz yok, bizim eskimiz yok. Bizim kenarda bıraktığımız, geride bıraktığımız kimse yok. Bugüne kadar saygıda kimseye kusur etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin hep birlikte doğruları yapma zamanıdır.

ANKA

Devamını Oku

Etki Haftası Kenya – İnovasyon ve girişimcilik yoluyla etki yaratmak

Etki Haftası Kenya – İnovasyon ve girişimcilik yoluyla etki yaratmak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlham, harika fikirler, ekip çalışması ve çok eğlenceli beş gün dolu!

Bu, 21-25 Temmuz tarihleri ​​arasında Kenya, Nairobi’deki Afrika Nazarene Üniversitesi’nde (ANU) gerçekleşen Etki Haftası Kenya idi.

Sonuç, 17 şaşırtıcı final sahası ve etkili projelerden genel olarak büyük bir dönüştü.

Impact Haftası’nın temel fikri, girişimcilik ve tasarım düşünceleri alanlarından uzmanları, etkileyici fikirler ve sürdürülebilir iş modelleri tasarlamak için Motive Öğrenciler ve ANU’nun öğretim üyeleriyle bir araya getirmekti. Almanya’dan toplam 19 uzman 100 katılımcı için çalıştayları kolaylaştırdı. Beş farklı yol, eğitim, sağlık, finans, hareketlilik ve tarım içeren Etki Haftası konularını çerçeveledi.

Amaç, yerel sorunları tanımlamak ve potansiyel olarak kârlı iş modellerinin eşlik ettiği kullanıcı merkezli çözümler ve prototipler oluşturmaktı. İş modellerinin temel unsurları sadece sürdürülebilir karlılıkla değil, aynı zamanda sosyal etki için bir misyon ve uzun vadeli vizyonla ilgilidir.

Gündem:
1. Gün – Sorunu ve Kullanıcı İhtiyaçlarını Anlamak
2. Gün – fikir ve prototipleme
3. Gün – İş Modeli Tasarımı
4. Gün – Vizyon, Misyon, Pazara İlk Adımlar
5. Gün – Büyük Final: Etki Ödülleri

Her gün yerel uzmanlar ilham verici sunumlar yapmak için atölyeye katıldı. Bu özel katkılar, mevcut projenin zorluklarını yansıtan ve ilerlemek için yeni fikirler için önerilerde bulunan konuşmacıların deneyimlerini öğrenmenin anahtarıydı.

Etki Haftası’nın önemli bir yönü, sosyal değişim tutkusunun, enerji üzerine inşa ederek ve 5 günlük atölyelerden bir sonraki seviyeye kadar somut sonuçları geliştirerek kapanmanın ötesinde devam edeceğidir. Bu nedenle 17 takımdan sekizi, ekiplerin fikirlerini gerçeğe dönüştürmelerine yardımcı olmayı amaçlayan yeni ANU hızlandırıcı programının bir parçası olma fırsatı alacak. Ayrıca, Kenya Sosyal Girişimcilik Uzmanları önümüzdeki ay öğrencilere rehberlik edecek.

Etki Ödülünün En İyi Takımları:

  • 1. sıra: E4E
    Okuldan mezun olan gençler için, işveren gereksinimlerine uyacak iş ve eğitimler bulmalarına yardımcı olan bir platform
  • 2. Olma: Karşı Karşılıklar
    Kenya’da artan bir sorun olan sahte ilaç ürünlerine karşı mücadele etmek için bir yaklaşım
  • 3. sırada
    İnsanların trafik sıkışıklığını önlemek için daha verimli bir yolu bulmalarına yardımcı olan bir uygulama.

Almanya’nın tüm uzman ekibi, katılımcıların Etki Haftası boyunca gösterdikleri kararlılık ve tutkudan şaşkına döndü ve etkilendi. Somut sonuçların yanı sıra, iş modeli tasarımında yer alan öğrenme süreci, katılımcılar için bir başka değerli deneyimdi. Takımların fikirlerini gerçekte nasıl uyguladığını ve ANU’nun İnovasyon İnkübatöründe mentor olarak katılmaktan mutluluk duyuyoruz! Hepimiz için muazzam bir haftaydı ve tohumların büyümeye başladığını görmeyi dört gözle bekliyoruz.

Etki Haftası hakkında daha fazla bilgi aşağıdaki sosyal kanallarda bulunabilir:

Twitter: https://twitter.com/theimpactweek

Facebook: http://facebook.com/theimpactweek

Blog: http://impactweek.net/blog/

Devamını Oku

Daha İyi İş Modeli Atölyesi @ Impact Hub Berlin

Daha İyi İş Modeli Atölyesi @ Impact Hub Berlin
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İyi bir fikriniz var mı ve bir sonraki seviyeye taşımak istiyorsunuz? Daha iyi bir iş modelinin nasıl oluşturulacağını öğrenmek ister misiniz?
Tarafından düzenlenen Better Business Model Çalıştayı için bize katılınEtki Hub Berlinişbirliği içindeİş Modeli Araç Kutusu 25 Ağustos’ta.

https_proxy

Müşterilerin karşılaştığı temel sorunu göz önünde bulundurarak ve farklı müşteri segmentleri için sosyal etki ve olası değer önermelerini tanımlayarak güne başlayacağız. Daha sonra bu ilk fikirleri farklı iş modeli kalıplarıyla zorlayacağız. Günün sonunda, bir iş modelinin ilk versiyonunu hazırlayacağız ve hızlı bir prototip oluşturmak için sonraki adımlara somut bir genel bakış sunacağız. Oturumumuz, daha iyi iş tasarımının temel yönlerini ve bu öğelerin bir iş modelinin tasarımını nasıl etkilediğini yansıtan katılımcılarla sonuçlanacaktır.

>> Atölye için kaydolun

Bize bir kısaca yazın hello@bmtoolbox.net Özel bir promosyon kodu almak için 🙂


Devamını Oku

Dönüşümü kutlamak ve daha ruhlu organizasyonlara doğru yolu keşfetmek @ The Forever Now Festival

Dönüşümü kutlamak ve daha ruhlu organizasyonlara doğru yolu keşfetmek @ The Forever Now Festival
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Forever Now Festival “Neue Heimat” Berlin’de, 4 Eylül 2015
Blogpost ve resimler Kristina Jahn

Berlin’deki “Forever Now Festival” de kişisel, kültürel ve toplumsal dönüşümün aynı şemsiye altında nasıl bir araya gelebileceğini araştırdık. Yetenekli uzmanlar ve ilham verici sanatçılarla birlikte, yoga, hareket, bodywork, anahtar notları, yuvarlak masalar, atölyeler, müzik ve meditasyon olsa da bedenlerimizin, zihinlerimizin ve ruhlarımızın dönüşümünü uyguladık.

Festival, dönüşümün üç boyutuna odaklandı:

  1. Kişisel Dönüşüm: Bireysel potansiyelim nedir ve bunu nasıl tanıyabilir ve geliştirebilirim?
  1. İlişkilerin Dönüşümü: Potansiyellerin gelişimine dayanan bir kültür neye benziyor? Kolektif zeka nerede bulunabilir?
  1. Sosyal Dönüşüm: Sosyal gelişim nedir? Toplumumuzu yöneten sistemleri nasıl değiştirebiliriz?

Ünlü “Yeniden Keşfet Organizasyonları” kitabının yazarı Frederic Laloux liderliğindeki bir atölyede, daha ruhlu organizasyonlar yaratmanın yollarını araştırdık.

Frederic, McKinsey & Company ile eski bir ortak ortağıdır ve INSEAD’dan bir MBA düzenler. Bugün, daha basit ve daha anlamlı bir yaşam sürmeye çalışıyor.

Şu anda işletme okullarında öğretilen yönetim uygulamalarından daha güçlü, daha ruhlu ve amaçlı olmak için gelişen yeni bir yönetim paradigmasının ortaya çıkmasıyla ilgili çığır açan araştırmasını sundu.

Laloux_01 Laloux_02

İlham verici önemli not konuşmasında ve daha sonra bir atölyede, yeni yönetim paradigmasını geliştirmenin ön saflarında yer alan Hollandalı şirket “Buurtzorg” gibi olağanüstü kuruluşların vaka çalışmalarını sundu. Organizasyonlarını ruhlu işyerlerine dönüştüren ve özgünlük, topluluk, tutku ve amaç için bir liman sağlayan bu öncülerden en iyi uygulama örnekleri ile paylaştı.

Soru devam ediyor: Bu tür “aydınlanmış” kuruluşları nasıl düşünebiliriz?

“Mevcut gerçeklikle savaşarak asla bir şeyleri değiştirmezsiniz. Bir şeyi değiştirmek için, mevcut modeli geçersiz kılan yeni bir model oluşturun.”

Richard Buckminster Fuller

Tartışmaya başlamak için Frederic, çeşitli katılımcılardan bir dakika meditasyon yapmasını ve daha sonra odadaki herkesle bu bir dakikalık arabuluculuk sırasında ne hissettiklerini en iyi tanımlamasını istedi. Cevaplar arasında çeşitli duygular vardı: vızıltı, şükran, heyecan, ateş, yeniden öğrenme, mutluluk, sevinç, özlem, sevgi, bilinç, barış, umut, merak, evrim, açıklık, boşluk ve dönüşüm.

Daha sonra Frederic, “ruhlu bir organizasyonun” özü olarak gören üç paradigma sundu:

1. Kendi kendini yöneten yapıları uygulayın:

  • Kuruluşunuzun hangi yönlerinin kendi kendini organize ettiğini keşfedin.
  • Şu anda kuruluşunuzda var olan olası iyi çalışan doğal hiyerarşileri belirleyin ve bulun.
  • Kuruluşunuzun yeni yapıların uygulandığı alanlarda, mümkün olduğunca az hiyerarşi uygulamaya çalışın. Düz takım yapılarına öncelik verin.
  • Sürekli değişimi kucaklayın.
  • Personelinize çelişkili önceliklerle başa çıkma yetkisi verin.
  • Takımların birbirlerinin önceliklerine meydan okuduğu hakemli süreçleri uygulayın.
  • Kuruluşunuz için “kendini iyileştirici” bir mekanizma olarak kullanabilecek geri besleme sistemleri uygulayın.
  • Yöneticiler liderlik rollerini şirketlerinde eski haline getirmeye çalışmalıLaloux_03 Laloux_04

2. Bütünlük için çabalamak:

  • Kuruluşunuzu düşünün: Şirketinizde insanların hangi maskeleri giyiyor? Bu maskelerin arkasına gizlenmiş gerçek kimlikler nedir?
  • Şirketinizi çalışanlarınız için bir tasarruf alanına dönüştürün.
  • Kuruluşlarınızda çalışan kişilerin kendilerini otantik bir şekilde sunmalarına izin verildiğinden emin olun.
  • Çalışanları tüm kişiliklerini çalışma alanında göstermeye davet ederek, kişiliğinin “kadınsı” kısımları olarak da bilinen gerçek duygularını, kişiliklerinin rasyonel ve çalışanların egosu ile ilgili masküler bir kısmına göre açığa çıkarmalarını sağlayarak davet edin.
  • Yönetim sisteminizden “Korku” u silin.
  • Mevcut olanı paylaşın – şüpheler dahil!

Laloux_05

3. Evrimsel bir amaç yaratın

  • “Tahmin ve Kontrol” den “algılama ve yanıt” olarak hareket edin.
  • Siz ve ekibinizin tüm duyularınızı kullandığından emin olun.
  • “Dinlemeyi” bir öncelik haline getirin.

Laloux_06 Laloux_07

Frederic’in ilham verici Anahtar Notu konuşması, canlı bir tartışma izledi.

Bir katılımcı, liderlik stillerini değiştirme arzusuna rağmen, nihayetinde eski hiyerarşik yönetim uygulamalarına geri dönme eğilimi gösteren yöneticiler için kendi kendine yardım gruplarının uygulanmasını önerdi. “Alkolikler Anonim” örneğine atıfta bulunan katılımcı, kendi kendine yardım gruplarını “anonim” olarak adlandırmayı önerdi.

Laloux_08

Öğle yemeği molası sırasında katılımcılar, “düşünce için yiyecek – iç mahkeme bahçesinde yuvarlak masalar” sloganında tam tabaklara ve dönüşüm üzerine yeni perspektiflere yardımcı oldular. 10 tablonun her birinde, özel bir konuk dönüşümün nasıl elde edileceğine dair deneyimler ve bilgiler paylaştı. Ph.D. Bir sosyolog, psikolog, fütürist ve Meridian Üniversitesi başkanı Aftab Omer, dönüştürücü Odyssey’in aradaki dar aşamasında gezinmenin zor dinamiğini tartıştık.

Pakistan, Hindistan, Hawaii ve Türkiye’de yetiştirilen ve MIT, Harvard ve Brandeis üniversitelerinde eğitim gören Dr. Aftab Omer, dönüştürücü öğrenme, kültürel liderlik, üretken girişimcilik ve hayal gücünün gücü konusunda uzmandır.

“Dönüşüm sürecini geçilmesi gereken vahşi bir nehir olarak hayal edin” diye açıkladı AFTAB yuvarlak masa tartışması sırasında. “Asıl zorluk, nehri geçmeye çalıştığınız an – ama bunu başaramadığınız an ortaya çıkıyor. Belki de dalgalar çok yüksek olduğu veya korkudan boğulduğunuz için, bıraktığınız kıyıya yüzüyorsunuz. Böyle bir başarısızlıktan sonra, bazı insanlar nehri tekrar geçmeye çalışmaktan korkuyor”.

Bunu izleyen, Almanya, Danimarka ve Avusturya katılımcıları arasında çok canlı bir tartışma oldu.

Forever Now festivalinde gün çok ilham vericiydi ve belki de en iyi Antoine de Saint-Exupéry’nin sözleriyle özetlenebilir:

“Bir gemi inşa etmek istiyorsanız, insanları odun toplamak için davul etmeyin ve onlara görev ve çalışma atmayın, aksine onlara denizin sonsuz yoğunluğunu uzun süre öğretin.”

Laloux_09

Devamını Oku