30 Temmuz 2025 Çarşamba
Türkiye'deki Somut Olmayan Kültürel Miras Unsurları
Edebiyatta Coğrafyanın İzleri: Faruk Nafiz Çamlıbel ve Yaşar Kemal Üzerine Bir Bakış
Pankreas Kanserinde Erken Teşhis: Fekal Mikrobiyal Analizin Geleceği
Abd: Karın ağrısını anlamak
İsrail ordusu, yardım kuyruğundaki Filistinlilerin öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattı
Ortadoğu'da Barış Umutları
7 Temmuz 2025
Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olmakla suçlanan ve beş aydan uzun süredir cezaevinde tutuklu bulunan oyuncu menajeri Ayşe Barım, ilk kez hakim karşısına çıktı.
İlk duruşma sonucu Barım’ın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, dava 1 Ekim’e ertelendi.
Avukatı Deniz Ketenci’nin BBC Türkçe‘ye verdiği bilgiye göre Barım mahkeme kararıyla sağlık raporu almak üzere 16 Temmuz’da Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.
Ketenci, Barım’ın ciddi sağlık sorunlarının sürdüğünü söyledi.
Ayşe Barım, 24 Ocak’ta gözaltına alınmış ve 27 Ocak’ta tutuklandıktan sonra eski adı Silivri Cezaevi olan Marmara Cezaevi’ne gönderilmişti.
Barım, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle” suçlanıyor.
Sanatçıları Gezi Parkı protestolarına yönlendirdiği öne sürülen Barım, iddiaları reddediyor.
İlk duruşmayı izleyen CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Seyhan, BBC Türkçe‘ye yaptığı değerlendirmede, Barım’ın ifade verirken zaman zaman duygusal anlar yaşadığını ve çok kilo vermiş olduğunu gözlemlediğini aktardı.
Seyhan’a göre Ayşe Barım’ın ifadesinde “Benim çalıştığım oyuncular üzerinde herhangi bir yere gidip gitmemeleri konusunda bir etkim yoktur” dedi.
Barım “Bu, menajer-oyuncu ilişkisinin doğasına terstir. Menajer-oyuncu ilişkisi menajerin hizmet verdiği bir ilişkidir. Onlara bu anlamda bi yönlendirme yapmam, baskı yapmam imkansızdır” diye de ekledi.
Duruşmaya Barım’ın menajerliğini yaptığı birçok ünlü isim de katıldı.
Zerrin Tekindor, Halit Ergenç, Serenay Sarıkaya, İbrahim Selim, Birce Akalay, Hakan Kurtaş, Merve Dizdar, Serkan Altunorak, Miray Daner, Ceyda Düvenci, Ezgi Mola, Bergüzar Korel, Metin Akdülger, Birkan Sokullu, İpek Bilgin gibi oyuncu ve sanatçı isimler duruşmayı adliyede takip etti.
Avukatları, tutukluluğu öncesi de bazı sağlık sorunları yaşayan ve cezaevinde rahatsızlıklarının endişe verici şekilde arttığını söyledikleri Barım için tahliye talebinde bulunmuştu.
Ancak talep kabul görmedi.
BBC Türkçe‘ye konuşan Avukat Deniz Ketenci, Barım’ın cezaevinde son bir ay içerisinde dört kez baygınlık geçirdiğini söylemişti.
Seyhan’a göre, Barım savunmasında iddianamede o dönem kendisiyle birlikte çalışmayan oyuncularla ilgili unsurlar bulunduğunu ve bu insanların büyük bir kısımını tanımadığını söyledi.
Barım, sağlık anlamında koşullarının ağır olduğunu kaydederken “Ben hayatım boyunca, ne öğrenciliğimde ne sonrasında politik biri olmadım, kendi adıma da arkadaşlarım adına da toplu metinler ve bildiriler yayımlanmasını, imzalanmasını doğru bulmadım, herkes kendi görüşün kendi iletmeli düşüncesindeyim” dedi.
Davada dinlenen tanıklardan oyuncu Metin Yıldız ise “Ayşe Barım ile ilgili kamuoyuna yansıyan görüş ve eleştirilerinin mesleki bağlamda olduğunu” belirtti ve “Kendisi ve Gezi parkı ile ilgili hiçbir bilgim yoktur” dedi.
Duruşmayı izleyen TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma göre Barım ifadesinde “160 gündür Silivri Cezaevinde tutukluyum. Gezi Direnişinin üstünden 12 yıl geçti. Bu 12 yılda çok sayıda dava açıldı. Beni tanık olarak bile çağıran olmadı. Şimdi ben 12 yılın ardından nasıl hükümeti yıkmaya çalışmakla suçlanıyorum bunu asla anlayamıyorum” dedi.
Ayşe Barım için mahkemeye nörolog ve kardiyologların da bulunduğu bir sağlık kurulu tarafından hazırlanan rapor sunuldu.
2 Temmuz tarihli raporunda Barım’ın kalbinde çok ciddi problemler tespit edildiği, beynindeki anevrizmanın genişlediği ve patlama riski bulunduğu belirtildi.
Rapora göre, Barım’ın kalbindeki kas dokuları normalin çok üstünde ve dengesiz şekilde kalınlaştı, kalınlaşma nedeniyle kan kalpten çıkamadı, kalp kapakçıklarında ileri derecede yetmezlik var, bu da kanın ters yönde akmasına ve kalbin daha da büyümesine neden oluyor.
Raporda ayrıca yine kalp ritim bozukluğu oluştuğu için ameliyatla kalp pili takılması önerildiği, kalpten çıkan kan yolunda tehlikeli bir daralma ölçüldüğü, bu seviyede bir daralmanın kalp nakli ihtiyacına kadar gidebileceği, kalpten çıkamayan kanın kalpte basınç etkisi yarattığı kaydedildi.
Doktorlara göre, kalpteki yüksek kan basıncı Barım’ın beyninde daha önce var olan anevrizmanın patlama riskini arttırdı; altı farklı kalp rahatsızlığı tespit edildi.
Yapılan nörolojik muayenede de Barım’ın daha önceden beyninde saptanan iki anevrizmaya müdahale edilerek stent yerleştirildiği, takiplerinde yapılan incelemeler sonucu bir başka anevrizmatik oluşum saptandığı, bunun da önceki teşhislere oranla genişlediği sonucuna varıldı.
Raporda, genişleyen anevrizmanın beyin ana damarında konumlandığı, müdahalenin son derece riskli olması sebebiyle henüz bir müdahalede bulunulamadığı belirtildi.
Sağlık Kurulu; beyin kanaması, felç ve ölüm riskini işaret ederek, cezaevi koşullarında ani gelişebilecek rahatsızlıklara karşı hızlı şekilde tüm tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Ayşe Barım hakkında ilk olarak 10 Ocak’ta “çalışma hürriyetinin ihlali” ve “şantaj” suçlamalarıyla soruşturma açıldı.
Barım, “dizi sektöründe tekelleşmeye neden olmakla” itham edildi.
13 Ocak’ta Barım’a yurt dışına çıkış yasağı getirildi.
15 Ocak’ta oyuncu Serenay Sarıkaya tanık, 21 Ocak’ta oyuncu Deniz Işın mağdur , 23 Ocak’ta oyuncu ve yönetmen Nedim Saban tanık olarak ifade verdi.
Barım, soruşturma sürerken 24 Ocak’ta gözaltına alındı ve üç gün sonra da tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, Barım’ın 29 Mayıs – 2 Haziran 2013 tarihleri arasında şirketi bünyesindeki sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği iddia edildi.
Soruşturma kapsamında Barım’ın evinde ve iş yerinde aramalar yapıldı. Sanatçılar Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler polis eşliğinde adliyeye götürülerek ifade verdi.
Kaynak, Selin Alemdar/Getty Images
Mahkeme Halit Ergenç’i 1 yıl 10 ay 15 gün, Rıza Kocaoğlu’nu ise 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Kaynak, Getty Images
Güncelleme 26 Mayıs 2025
ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği (AB) ile ticaret anlaşması için tanıdığı süreyi, 9 Temmuz’a uzatmayı kabul etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Pazar günü Trump’la “iyi bir telefon görüşmesi yaptıklarını” dile getirmişti.
Trump geçtiğimiz ay AB mallarına yüzde 20 gümrük vergisi uygulayacağını açıklamış, ancak müzakerelere zaman tanımak için 8 Temmuz’a kadar bu oranı yüzde 10’a düşürmüştü.
Cuma günü ise Trump AB ile görüşmelerin yavaş ilerlemesine tepki göstermiş ve AB’den gelen ürünlere yüzde 50 gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunmuştu.
Trump, Von der Leyen ile yaptığı görüşmeden sonra, müzakereler için verdiği son tarihi 9 Temmuz’a ertelediğini duyurdu.
Von der Leyen de ABD ile ticaret anlaşmasına varmak için “süratle” adım atmaya hazır olduğunu, ancak birliğin “iyi bir anlaşma için” 9 Temmuz’a kadar zamana ihtiyacı olduğunu kaydetmişti.
Kaynak, Getty Images
Trump’ın önceki hafta “yüzde 50 vergi” tehdidi savurmasına AB yetkililerinden de tepki gelmişti.
Avrupa Birliği Ticaret Komiseri Maros Sefcovic, 27 üyeli bloğun ABD ile “tehditlere” değil “karşılıklı saygıya” dayalı bir ticaret anlaşması yapmaya kararlı olduğunu söyledi.
ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ve Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile yaptığı görüşmenin ardından konuşan Sefcovic, “AB tamamen sürece dahil ve her iki taraf için de işe yarayacak bir anlaşma sağlamaya kararlı,” dedi.
AB ile ABD arasındaki ticaretin eşi benzeri olmayan bir ilişki olduğunu belirten Sefcovic, “Karşılıklı saygıyla yürütülmelidir, tehditlerle değil. Çıkarlarımızı savunmaya hazırız” diye konuştu.
Trump ise Cuma günü yaptığı açıklamalarda, AB ile devam eden ticaret müzakerelerinin yavaş ilerlemesinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, 1 Haziran’da tarifeleri artırma planının kesin olduğunu söyledi.
Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “AB ile olan görüşmelerimiz hiçbir yere varmıyor” ifadelerini kullanan Trump, ABD’de üretilen ürünlere ise vergi uygulanmayacağını belirtti.
Gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bir anlaşma peşinde değilim – anlaşmayı belirledik,” diyen Trump, ardından bir Avrupa şirketinin ABD’ye büyük bir yatırım yapması durumunda bu kararı erteleyebileceğini ekledi.
AB, ABD’nin en büyük ticaret ortaklarından biri konumunda. Geçen yıl, AB ABD’ye 600 milyar dolardan fazla mal gönderdi, karşılığında ise 370 milyar dolarlık ABD malı satın aldı.
Kaynak, EPA
Trump’ın tehditlerine Avrupa hükümetlerinden tepki geldi. Hükümetler, daha yüksek tarifelerin iki taraf için de zararlı olacağı konusunda uyardı.
İrlanda Başbakanı Micheál Martin, “Bu yola girmemize gerek yok,” diyerek müzakerelerin tek sürdürülebilir yol olduğuna vurgu yaptı.
Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Saint-Martin, “Aynı çizgimizi koruyoruz: Gerilimi azaltmak istiyoruz ama yanıt vermeye de hazırız,” dedi.
Almanya Ekonomi Bakanı Katherina Reiche ise bloğun ABD ile bir çözüm bulmak için “her şeyi yapması gerektiğini” söyledi.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof da AB’nin ticaret görüşmelerindeki stratejisini desteklediğini belirterek, “ABD ile yapılan görüşmelerde tarifelerin artıp azalabileceğini daha önce de gördük,” dedi.
AB, müzakereleri bir blok olarak yürütüyor. Ancak Trump’ın eski ekonomi danışmanlarından ve muhafazakâr düşünce kuruluşu Heritage Foundation’da görev yapan Stephen Moore, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Avrupa’da olan şey, belki de ülkelerle tek tek müzakere etmeye çalışmamız olabilir,” dedi.
Moore ayrıca, Trump’ın “nihai amacının yalnızca ABD’yi değil tüm dünyayı Çin etkisinden koparmak olduğunu” ve eğer bunu başarabilirse bunun çok iyi bir gelişme olacağını savundu.
Kaynak, Getty Images
Nisan başında Trump, birçok ülkeyi kapsayan yeni gümrük vergileri açıkladı. Bu kapsamda, ABD’ye satılan AB mallarının çoğuna yüzde 20 vergi getirdi.
Ancak kısa bir süre sonra bu yüksek tarifeleri üç aylığına, 8 Temmuz’a kadar erteledi ve müzakerelere zaman tanıdı. Bununla birlikte, ticaret ortaklarına karşı yüzde 10’luk temel vergi uygulamaya devam etti.
Çin’e karşı uygulanan yüksek tarifeler bir miktar düşürülse de tamamen kaldırılmadı. AB çeliği ve alüminyumuna karşı yüzde 25’lik ABD tarifesi ise yürürlükte kaldı.
AB de buna karşılık olarak kendi önlemlerini açıklamıştı ancak bunları da ertelemişti.
Avrupa Komisyonu, ABD’den ithal edilen 18 milyar euroluk (20 milyar dolar) mal için yüzde 25 gümrük vergisi getireceğini duyurmuş ancak uygulamaya koymamıştı.
Ayrıca, ABD’den ithal edilen ve toplam değeri 95 milyar euroyu bulan ürünler için ek önlemler üzerine danışma süreci de başlatıldı.
Trump’ın Avrupa’yla ilgili şikayetlerinin merkezinde, iki taraf arasındaki ticaret dengesizliği yer alıyor. AB, ABD’ye daha fazla mal satıyor ve daha az mal alıyor.
Trump, bu ticaret açığını, Amerikan şirketlerine haksızlık olarak gördüğü politikalara bağlıyor. Özellikle otomobil ve tarım ürünleriyle ilgili uygulamalardan şikayetçi.
Trump, Apple’a da ABD’de üretilmeyen iPhone’lara “en az” yüzde 25 vergi uygulanacağını söyledi, ardından bu tehdidi tüm akıllı telefonları kapsayacak şekilde genişletti.
Trump’ın son tehditleri sonrasında ABD ve Avrupa borsalarında düşüş görüldü.
ABD’nin S&P 500 endeksi yaklaşık yüzde 0,7 düşerken, Almanya’nın DAX ve Fransa’nın CAC 40 endeksleri günü yüzde 1,5’ten fazla kayıpla kapattı.
Kaynak, Getty Images
Güncelleme 18 Haziran 2025
Altın fiyatlarında son aylarda yaşanan artışla birlikte gram altının popülaritesi de arttı.
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, eskiden düğün ve sünnet gibi törenlerde sadece yarım ve çeyrek altın takılırken ekonomik şartların değişmesiyle birlikte gram, yarım gram ve hatta çeyrek gram altın tercih edildiğini söylüyor.
Atayık “Gram altına talebin artmış olması insanların hem tasarruf, hem de ekonomik alım güçlerinin; ancak buna yettiğini gösteriyor” diyor.
Haziran ayında gram altın fiyatı 4 bin 300 TL’yi aştı.
Ekonomistler bu durumu çeşitli faktörlere bağlıyor.
Bunların başında, ABD Başkanı Donald Trump tarafından ülkenin ticaret politikasında yapılan öngörülemez değişiklikler ve bunların piyasalara etkisi geliyor.
Trump’ın göreve başlamasından sonra yalnızca birkaç ay içinde altının dolar cinsinde değeri yüzde 28 yükseldi.
Jeopolitik belirsizlikle ilgili korkular da altının cazibesini artırdı.
Nisan ayında rekorlar kırdıktan sonra Mayıs’ta bir miktar gerileyen altının fiyatı, İsrail’le İran’ın birbirlerine roketlerle saldırmasının ardından tekrar arttı.
Madencilik endüstrisi tarafından finanse edilen bir ticaret birliği olan Dünya Altın Konseyi’nin kıdemli piyasa analisti Louise Street, “Bu tür koşullar, altın için mükemmel bir fırtına olarak değerlendirilebilir” diyor.
Türkiye’deki altın fiyatlarıysa sadece altının dolara karşı değer kazanmasından değil, Türk lirasının genel olarak değer kaybetmesinden de büyük oranda etkilendi.
Ancak İKO Başkanı Atayık’a göre altın fiyatları ne kadar yükselirse yükselsin Türk insanının ilgisi devam edecek:
“Altın ile ilk temas doğumdan sonra hediyeler ile başlar, birçok insanın ölümünden sonra kimseye yük olmamak adına kefen parası olarak kenara attığı altın ile sona erer. Herhalde dünyada altına bu kadar değer başka millet yoktur.”
Gram altına artan ilgiyi Google Trendler’de de görmek mümkün.
TL’nin değer kaybının hızlanmaya başladığı 2018’e kadar çeyrek altın aramaları, gram altından daha fazla, dönem dönem de birkaç katıydı.
Fakat 2018’de gram altın aramaları öne geçti. Bugün çeyrek altın aramalarının yaklaşık iki katı.
Bunun başlıca nedeni, gram altının çeyrek altından yaklaşık yüzde 40 daha ucuz olması.
Ocak 2001’de asgari ücretle 11 çeyrek altın alınabilirken, bugün ancak üç adet alınabiliyor.
Bu nedenle pek çok kişi çeyrek altın yerine gram altına yöneliyor.
Ancak İKO Başkanı Atayık “altınların gramı ne kadar düşerse maliyetleri de o kadar artıyor, ayar konusunda da problemler o kadar yükseliyor” diyor ve eklior:
“Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu nedenle 7 Ağustos 2023 tarihinde çıkardığı genelge kapsamında, 22 ayar gram altın ve 1 gram altı altınların üretimine yasak getirdi, sadece kuruluş ve üretim izni verilen rafineriler tarafından 24 ayar gram altın üretimine devam edilmesi kararlaştırıldı.”
Yatırım bankası Goldman Sachs, altının onsunun 2025 sonunda 3 bin 700 dolar ve 2026 ortasında 4 bin dolara ulaşacağını tahmin ediyor.
ABD’de bir durgunluk yaşanması ya da ticaret savaşının tırmanması durumunda bu yılın sonlarına doğru 4 bin 500 dolar seviyesine bile çıkabileceğini söylüyor.
Goldman Sachs’ın küresel emtia araştırmaları eş başkanı Daan Struyven, “ABD hisse senedi piyasası altın piyasasından 200 kat daha büyük, dolayısıyla büyük hisse senedi veya tahvil piyasasındaki küçük bir hareket bile çok daha küçük olan altın piyasasında büyük bir yüzde artışı anlamına gelecektir” diyor.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.
Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir
YouTube paylaşımının sonu, 1
Bazıları ise altın fiyatlarının çok hızlı yükseldiğini ve piyasada bir balon oluştuğunu, bu balonun patlayabileceğini düşünüyor.
Amerikan finans şirketi Morningstar’da sektör uzmanı olan Jon Mills, Mart ayında bir ons altının maliyetinin önümüzdeki birkaç yıl içinde 1.820 dolara düşebileceğini öne sürdüğünde manşetlere çıkmıştı.
Ona göre madencilik firmaları üretimlerini artırdıkça ve piyasaya daha fazla geri dönüştürülmüş altın girdikçe arz artacaktı.
Aynı zamanda merkez bankaları alımlarını azaltacak, talebi canlandıran diğer kısa vadeli baskılar azalacak ve fiyatlar düşecekti.
Bu tahminler o zamandan beri büyük ölçüde artan madencilik maliyetleri nedeniyle biraz yukarı doğru revize edildi.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.
Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir
YouTube paylaşımının sonu, 2
Bu tahminlerin dolar bazlı olduğunu hatırlamakta fayda var.
Altının dolar cinsinden değeri sabit kalsa bile, Türk lirasının dolar karşısında olası bir değer kaybı, altının TL karşılığını aynı oranda artıracaktır.
Türk lirası son beş yılda dolar karşısında değerinin yüzde 82’sinden fazlasını yitirdi.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.
Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir
YouTube paylaşımının sonu, 3
Kaynak, Instagram
5 Temmuz Cumartesi günü düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin görevlerinden uzaklaştırıldı.
İçişleri Bakanlığı, Karalar ve Şahin’in geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırıldıklarını bildirdi.
Açıklamada, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın tutuklanması üzerine geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırıldığı” belirtildi.
Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin’in görevden uzaklaştırılmasına ilişkin de benzer bir açıklama yapıldı.
Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere hakkında ise ev hapsi kararı verilmişti.
Tutdere adliye çıkışında yaptığı konuşmada “İnşallah Zeydan Başkan ve diğer arkadaşlarımız da özgürlüğüne kavuşurlar” demişti.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, ev hapsi kararı için, “Bu ilk olmalı; tam olarak da amaç bu; çalışamaz hale getirmek, Bir meslek sahibi bu kararı verirken utanmalı!” paylaşımını X hesabından yaptı.
Tutdere gözaltı sürecinde yaptığı X paylaşımında, Adıyaman halkına seslendi ve “Başkanınız olarak hukuk ve adalet dışı hiçbir iş ve işlemin içinde olmadım, olmayacağım da” dedi.
CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek cumartesi gözaltına alınmasından kısa süre sonra rüşvet suçlamasıyla tutuklanmış ve “geçici tedbir” olarak görevden uzaklaştırılmıştı. Böcek suçlamaları reddetti.
Üç belediye başkanı da CHP üyesi.
Aynı dalgada gözaltına alınanlar arasında Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yerine seçilen Başkanvekili Ahmet Şahin’in yanı sıra meclis üyeleri ve belediye görevlileri de vardı.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde gözaltına alınmış ve 23 Mart’ta tutuklanmıştı.
CHP’nin İstanbul’daki Beşiktaş, Esenyurt, Şişli gibi ilçelerdeki belediye başkanları da çeşitli operasyonlarda tutuklanmış ve görevden alınmıştı.
Kaynak, Twitter / MuhittinBocek
5 Temmuz’daki operasyonların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin merkez yönetim kurulunu olağanüstü topladı.
Aynı gün partinin Amasya’da düzenlediği mitingde konuşan Özel, “Sayın Erdoğan’a söyleyeyim: Köpürsen de, çıldırsan da, çatlasan da milletin dediği olacak. Sen gideceksin, Ekrem İmamoğlu gelecek” ifadelerini kullandı.
Özel, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Türkiye bir yol ayrımındadır. Sadece muhalefet değil, tüm siyaset tehdit altındadır. Bir siyasi partinin ya da hareketin demokrat olup olmadığı, kazandığı gece değil, kaybettiği gece anlaşılır. Burada kazanınca övünen ama kaybedince millete kafa tutanlara demokrat denmez; onlara hazımsız denir.”
CHP, her hafta sonu farklı illerde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri düzenliyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 6 Temmuz Pazar günü CHP Genel Merkezi’ne giderek Özgür Özel ile bir araya geldi.
Hatimoğulları görüşmede “Sanıyorum ki bunu en iyi anlayabilecek siyasi parti biziz. Üç dönem belediyelerine kayyum atanmış bir partiyiz” dedi ve bu operasyonların barış sürecini riske attığını ifade etti.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik aynı gün Özel’in Amasya’daki açıklamalarını kınadı ve “Cumhurbaşkanımıza dönük hadsiz bir dil kullananların karşısında duracağımızdan ve bunlara hadlerini hatırlatacağımızdan kimse kuşku duymasın” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Özgür Özel hakkında “cumhurbaşkanına hakaret”, “suç işlemeye alenen tahrik”, “kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret” ve “tehdit” iddiasıyla re’sen soruşturma başlattı.
Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve Abdurrahman Tutdere’nin, etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest kalan işadamı Aziz İhsan Aktaş’ın elebaşı olduğu öne sürülen suç örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındığı açıklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada Karalar ve Tutdere, belediyeye iş yapan şirket yöneticilerinden haksız maddi menfaatte bulunmakla suçlanıyor.
Karalar, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda “Tüm dünya bilir ki benim parayla, pulla, rüşvet ile işim yok. Bu bir süreç, gönlünüz rahat olsun. Mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Daha sonra polis aracından indirilirken bir gazetecinin “Neden gözaltına alındınız?” sorusuna “Valla niçin olduğunu biliyorsunuz. Etkili basın, etkili siyasetçi kim varsa susturacaklar” dedi.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasına göre Muhittin Böcek de rüşvet soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
Böcek’in eski gelini de gözaltına alınırken, gözaltı kararı çıkarılan üçüncü kişi olan oğlunun yurt dışında olduğu aktarılıyor.
Böcek, emniyetteki ifadesinin tamamlanmasının ardından akşam saatlerinde çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
Böcek, ifadesi sırasında hakkındaki iddiaları reddetti. Gelinine alınan bir ev için bir iş insanının para ödediğine iddiaları ile ilgili “Bir tane ev için başkaca bir şahsa minnet edecek değilim” dedi.
CHP lideri Özgür Özel, operasyonun ardından Cumartesi günü Ankara’daki CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında “Artık bu ülkeyi milletin rızasıyla yönetmek istemedikleri çok açık. Milletin elinde kalan tek şey olan sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunun provalarını yapıyorlar” dedi ve ekledi:
“Sandığın olmadığı otoriter bir yönetimi millete dayatıyorlar. Biz bu kötülüğe karşı 108 gündür meydanlarda direniyoruz.
“108 günde toplam 150 milyar dolar harcadılar, yani 6 trilyon liraya mal oldu bu yaptıkları. 108 gündür millet daha da fakirleşti, ülkemizin dünyadaki itibarı daha da zedelendi, iç barışımız git gide zayıfladı ve geriledi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma gecesi Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar hakkında “CHP yöneticilerine tavsiyem sabredip, bağımsız yargının kararlarını beklemeleri yönünde. Bu süreç CHP yönetimi için bir de ayna vazifesi görmeli” demişti.
Erdoğan, Anadolu Ajansı’nın Cumartesi günü yayımladığı açıklamalarında CHP’nin oy oranı hakkında ise “Onlar herhalde biraz da kendilerini rüya sendromları içerisinde görüyorlar. CHP’nin birinci parti olması diye bir durum söz konusu değil. Yani onlar ne kadar anket yapıyorlarsa, biz de o denli anketlerimizi yapıyoruz, yaptırıyoruz. Şu anda Türkiye’de birinci parti AK Parti’dir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalarına basın toplantısında yanıt veren CHP lideri Özel, “Hodri meydan, 2 Kasım Pazar. Madem birinci partisin gel. Allah’ın korkağı, sen birinci parti olsan parande atarak sandığa gidersin” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, X hesabından yaptığı paylaşımda “Hukukun siyasete göre eğilip büküldüğü, adaletin bir kesim için uygulanıp bir kesim için görmezden gelindiği bir düzende kimse bizden hukuk devletine güvenmemizi, adalete inanmamızı beklemesin” dedi.
Yavaş, “Haksızlığa, hukuksuzluğa, siyasi operasyonlara boyun eğmeyeceğiz” diye ekledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz “Bütün bunlar, ülkeye çöken sarayın 19 Mart cuntacıları ile gerçekleştirdiği devam eden darbenin yeni ve ağır bir dalgası. Ama sizin cuntanıza teslim olmuyoruz. Darbenin karşısında, belediye başkanlarımızın, halkımızın iradesinin yanındayız” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut “Siyasi intikam amacıyla yargıyı sopa yapanların derdi hukuk değil, kendi iktidarlarını korumak. Millet iradesine darbe vuran bu kirli düzene asla boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın operasyonun, CHP’li belediyelere yönelik önceki operasyonlarda olduğu gibi Cumartesi yapılmasına dikkat çekti ve “Borsayı düşündüğünüz kadar adalet kaygınız olsaydı keşke… Bir milleti böyle teslim alamazsınız, alamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de “Ülkede kendisinden başka seçilmiş bırakmamaya ant içen bu zihniyet, milletin oyunu değil, sadece sarayın buyruğunu tanıyor” dedi.
DEM Parti ise X hesabından yaptığı açıklamada operasyonu “iktidarın muhalefeti bastırmak için yargı mekanizması başta olmak üzere tüm aygıtları seferber etmesi” olarak niteledi.
DEM Parti, hukuksuzlukları derinleştirmenin en büyük zararı toplumsal barış umuduna verdiğini de ekledi:
“Barış ve demokratik toplumu inşa etme hedefinin bu yapılanlarla tartışılır hale getirilmesi kabul edilemez.”
X hesabından bir paylaşım yapan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, “Siyasi yoruma gerek yok; Patron çıldırdı!” diye yazdı.
ANKA ajansının aktardığına göre TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in, PKK’nın silah bırakma sürecine dair Meclis’te kurulması planlanan komisyona hakkında yapacakları görüşme, operasyonun ardından ertelendi.
Daha önce CHP’li belediyelere beş defa operasyon yapılmış ve çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
İçişleri Bakanlığı, 5 Haziran’da da İstanbul Avcılar İlçe Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Büyükçekmece İlçe Belediye Başkanı Hasan Akgün, Gaziosmanpaşa İlçe Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Adana Ceyhan İlçe Belediye Başkanı Kadir Aydar ve Seyhan İlçe Belediye Başkanı Oya Tekin’i geçici olarak görevden uzaklaştırmıştı.