30 Mayıs 2025 Cuma
Şehirleşme Süreçleri ve Çevresel Etkileri
Sosyete
Son Dakika: Küresel Piyasalar Sarsılıyor
İsrail ordusu, yardım kuyruğundaki Filistinlilerin öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattı
Yeni Soğuk Savaş mı? ABD–Çin Rekabetinin Küresel Yansımaları
Toplumlar, bireylerin aynasıdır. Her birey, o aynada birer yansımadır; kimisi berrak, kimisi bulanıktır. Ne var ki, bazı toplumlar zamanla öyle bir hâle gelir ki, kendini besleyen eli ısırır, değer verene sırt çevirir, emeği hiçe sayar. İşte bu durumun adı: nankörlüktür.
Nankör toplum, kısa vadeli çıkarlar uğruna uzun vadeli değerlere sırt döner. Emeğe saygı duymaz, vefayı lüks görür, geçmişi çabuk unutur. Dün kendisi için çırpınanları bugün kolayca siler. Nankörlük bireyde başlar ama çoğaldıkça toplumsal bir refleks hâline gelir.
Bir öğretmen, yıllarını vererek nesiller yetiştirir; ama bir gün gelir, sesi duyulmaz olur. Bir doktor, gece gündüz demeden can kurtarır; ama bir hata yaptığında tüm geçmişi yok sayılır. Bir sanatçı, topluma ruh katar; ama kıymeti öldükten sonra anlaşılır. Nankör toplum, kıymet bilmeyi unutmuş toplumdur.
Böyle bir toplumda güven erozyona uğrar. İnsanlar emek vermekten çekinir, çünkü değer görmeyeceklerini bilirler. Bu da üretkenliği düşürür, bireyleri yalnızlaştırır, geleceği karartır. En tehlikelisi de budur: Umudun sönmesi.
Oysa bir toplumun yücelmesi için önce teşekkür etmeyi bilmesi gerekir. Minnettarlık, toplumu ayakta tutan görünmez bir harçtır. Bireyler birbirine saygı duydukça, emeğe sahip çıktıkça, geçmişe vefa gösterdikçe toplum dirilir, gelişir, ilerler.
Unutulmamalıdır ki nankörlük, sadece başkasına değil, aynı zamanda kendimize de yapılan bir haksızlıktır. Çünkü kıymet bilmeyen, bir gün kendi kıymetinin de bilinmediğini fark eder.