DOLAR 40,9409 0,51%
EURO 47,7760 0,57%
ALTIN 4.400,710,41
BITCOIN 4723852-2.0259100000000001%
İstanbul
26°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Necip Kalender

Necip Kalender

29 Haziran 2025 Pazar

Titanik

Titanik
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Amerika’da yaşayan siyahi bir adam, tam da Türkiye tatili için hazırlık yaparken pasaportunu kaybeder. Uçağın kalkmasına kısa bir süre kala bu aksilik başına gelir ve ne yapacağını kara kara düşünmeye başlar.

Tam umudunu kaybetmişken yolda bir pasaport bulur! Yerden alıp baktığında pasaportun Leonardo DiCaprio’ya ait olduğunu görür. “Ne olursa olsun,” diye düşünür ve şansını denemeye karar verir.

Hemen pasaporttaki Leonardo’nun fotoğrafını çıkarır, yerine kendi fotoğrafını yapıştırır ve ilk uçakla Türkiye’ye uçar.

Atatürk Havalimanı’nda pasaport kontrolüne geldiğinde karşısında kim vardır dersiniz? Tabii ki Temel! 🙂

Temel pasaportu alır, isme bakar: “Leonardo DiCaprio”. Sonra fotoğrafa bakar: siyahi bir yüz. Adama bakar: aynı siyahi adam. Birkaç şaşkın bakıştan sonra yanındaki masada oturan Cemal’e seslenir:

“Ula Cemal, bu Titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?”

Devamını Oku

Köyün “Akıllısı”

Köyün “Akıllısı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bizim köyde bir Hüseyin Abi vardır, kendine “pratik zekalı” der ama yaptığı her akıllılık döner dolaşır, ayağına dolanırdı.

Bir gün köy kahvesinde kağıt oynanırken içeri telaşla muhtar daldı: — Uyy ahali, dinleyin! İlçeden Çevre denetleyicisi müfettiş gelecekmiş, köyü teftişe! Etrafı temiz tutun, aman yerlere izmarit bile atmayın!

Her kafadan bir ses çıkarken Hüseyin Abi göğsünü gere gere atıldı: — Muhtarım, sen o işi bana bırak! Bu köyü jilet gibi yapmazsam bana da Hüseyin demesinler!

Ertesi sabah erkenden kalkan Hüseyin Abi, köydeki ne kadar çöp, çürük, püsürük varsa topladı. Sonra da o meşhur pratik zekasını konuşturarak hepsini kimsenin görmeyeceği bir yere, köyün aşağısındaki dere yatağına boca etti.

Öğleden sonra gelen müfettiş, köyün meydanını ve sokaklarını görünce hayran kaldı: — Muhtar Bey, tebrik ederim! Burası köy değil, adeta İsviçre kantonu! Medeniyet bu olsa gerek! Bir de şu meşhur derenizi görelim, o da böyle pırıl pırıl mıdır?

Bu lafı duyan Hüseyin Abi’nin kanı çekildi, gözleri pinpon topu gibi büyüdü. Muhtar gururla önde, müfettiş ve köylüler arkada dereye doğru yürüdüler. Manzara korkunçtu: Dere, patlak bir traktör lastiği, üç bacaklı bir plastik sandalye ve rengarenk poşetlerden oluşmuş modern sanat enstalasyonu gibi bir tepeyle süslenmişti!

Müfettiş şok içinde kekeledi: — Bu… bu ne rezalet! Köyünüz Avrupa, dereniz üçüncü dünya!

Herkesin bakışları Hüseyin Abi’ye dönmüşken, anında yeni bir akıl yumurtladı: — Müfettiş Bey, siz yanlış anladınız! Bu bizim “Merkezi Çöp Lojistik ve Geri Dönüşüm İstasyonu” projemiz! Bütün çöpleri buraya topluyoruz ki, tek seferde kamyona yükleyip ülke ekonomisine kazandıralım! İsrafı önlüyoruz!

Hüseyin’in bu “parlak” fikri karşısında muhtarın sinirden bıyığı ok gibi dikilirken, müfettişin gülmekten gözünden yaş geldi.

O günden sonra Hüseyin Abinin adı köyde “Derenin Akıllısı” kaldı. Ve bir daha ne zaman bir işe el atacak olsa, muhtar “Hüseyin, sen o pratik zekanı kendine sakla, ne olur!” diye yalvarır oldu.

Devamını Oku