DOLAR 39,7257 0.16%
EURO 45,8826 0.2%
ALTIN 4.295,440,13
BITCOIN 4074257-0.69664%
İstanbul
22°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Aslan Adam: Bir Buz Devri Başyapıtı

Aslan Adam: Bir Buz Devri Başyapıtı

ABONE OL
Haziran 1, 2025 17:32
Aslan Adam: Bir Buz Devri Başyapıtı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Tanrılarla Yaşamak” adlı sergisi öncesi Jill Cook, serginin en değerli eserlerinden biri olan ve son Buzul Çağı’ndan günümüze ulaşan Aslan Adam’ı yakından inceliyor.

Aslan Adam bir başyapıttır. Mamut dişinden oluşturulmuş büyük bir yaratıcılık, ustalık ve teknik kabiliyetle yontulmuş olan bu 40.000 yıllık eser, 31 santimetre uzunluğundadır. Görünüş olarak nispeten insan bedenini andıran bir mağara aslanının kafasına sahiptir. Bir aslanın kalçaları ve baldırları gibi güçlü omuzları olan ince ve kediye benzeyen bir vücudun içinde, bacakları ayrık, kolları iki yanında ve muhtemelen parmak uçlarında dik bir şekilde durmaktadır. Duruşu gibi bakışları da güçlü ve doğruca kendisine bakan kişiye yönelmektedir. Yüzündeki ayrıntılar onun dikkatli olduğunu, seyrettiğini ve dinlediğini ortaya koyar. Aslan Adam güçlü, gizemli ve sıradan olmayan bir doğanın ötesindeki dünyadan geliyor. O, doğaüstü düşünceleri sembolize eden ama fiziksel bir biçimde var olmayan bir varlığın bilinen en eski temsilidir.

Aslan Adam. Stadel Mağarası, Baden-Württemberg, Almanya, 40.000 yaşında. Dini inancın dünyada bilinen en eski delili. Ulmer Müzesi.

1939 yılında, Almanya’nın güneyinde yer alan bir mağarada keşfedilen Aslan Adam, efsane olarak adlandırılabilecek bir hikâyenin parçası olarak anlam kazanmaktadır. Vücudunda fazla kullanımdan kaynaklanan tahribat, görünümüne ve anlamına açıklık kazandıracak bir anlatımın ya da ritüelin ürünü olarak etrafta dolaştırıldığını ve ovulduğunu düşündürmektedir. Ne var ki bu hikâyenin ne hakkında olduğunu; onun tanrı mı yoksa ruhlar âleminden kendini gösteren bir ilah mı, yaratılış düşüncesinin bir parçası mı yoksa ruhlarla iletişim kurabilmek adına kozmostaki yolculuğunda yaşadığı deneyimlerin dönüşüme neden olduğu bir insan mı olduğunu kestirebilmek pek mümkün değildir.

Ancak açıktır ki bu hikâyede insanlar ve hayvanlar yer almaktadır. Aslan Adam, o dönemin en büyük hayvanı olan bir mamutun dişinden yapılmış ve bir Afrika aslanına kıyasla 30 santimetre daha uzun olan günümüzde soyu tükenmiş en vahşi yırtıcıyı, yelesi bulunmayan bir aslanı tasvir etmektedir. Aletlerin ve ateşin kullanımıyla diğer hayvanlardan farklılaşan insanlar yine de yiyecek için bazı hayvanlara bağımlıydı ve kendilerini yırtıcı hayvanlardan korumaları gerekliydi. Belki de bu melez, insanların doğadaki konumuyla daha derinlemesine, dini bir anlamda uzlaşma sağlamalarına ya da bir şekilde bunu aşmalarına, yeniden şekillendirmelerine ön ayak oldu.

Wulf Hein [1] tarafından Buzul Çağı’ndan kalma aynı türdeki taş materyaller kullanılarak yapılan bir deney, Aslan Adam’ın yapılma sürecinin 400 saatten fazla sürdüğünü ortaya koyuyor: